Dün gazetede bir yazı gördüm. E-ticaret yasası hazırlanıyor diye.
E-ticaret yasası hazırlama komisyonu çalışmalarına başlamış. Bu komisyonda e-ticaret sektörünü kimler temsil ediyor ve kaç tane e-ticaret girişimcisi var merak ediyorum doğrusu.
E-ticarette güvenliği sağlamak amacıyla, sipariş veren her kişinin elektronik imza ile sipariş vermesi falan konuşulmuş. Böyle parlak fikirler tartışılıyormuş düşünün.
Geçen yılın mart ayında da E-ticareti kapsayan Mesafeli Satış Yönetmeliği çıkartmışlardı. E-ticaret firmalarını tamamen tüketicinin insafına terk eden, adaletten eser bulunmayan, akıllara zarar, vicdanlara ziyan bu yönetmelik nasıl çıkmıştı? O yönetmeliği hazırlayan kurulda hiç mi e-ticaretçi yok tu bilmiyorum.
İnternetin ilk çıktığı yılları hatırlar mısınız? O zamanlar da dünyayı kendimize güldüren bir İnternet Yasası hazırlanmıştı. İnternet sitesi açmak isteyen herkes önce dilekçe verecek, bu sitenin sahibi kim, site ne için açılıyor, sitenin içeriği ne olacak buları yazacak ve izin alacak. Tabi cumhuriyet savcılığından temiz kağıdı, ikametgah belgesi, 2 fotoğraf, dosya, damga pulu ıvır zıvır. Sonra sitesine eklediği her yazıyı eklemeden önce fotokopisini getirecek ve savcılığa verecek. Böylece sakıncalı bir içerik bulunmayacak.
Adamlar internet sayfasını bir A4 sayfası gibi düşünüyor. Siteye eklenmeden önce yazının fotokopisi çekilecek, sonra o yazıya bir yorum geldi, hadii bir daha fotokopiciye koş, muhahaha :)
Bazen düşünüyorum acaba bu kararlar şöyle mi alınıyor diye.
Aşağıda yazılanlar tamamen gerçek dışıdır. Benim hayal ürünümdür. Gerçek kişi ve kurumlarla alakası hiç mi hiç yoktur.
Bakan amca bir yasa veya yönetmelik çıkartılmasını ister.
Bunu genel müdürüne söyler.
Genel müdür, müdürüne söyler.
Müdür bir komisyon kurar. O komisyonda müdür ve müdüre bu konuda danışmanlık yapacak takım elbiseli ve kravatlı memurları vardır. Çeşit olsun diye de bir iki üniversiteden asistan, hoca falan bulundurulur. Hoca mutlaka lazımdır ki cenazeyi kaldıracak :) Hakkında yönetmelik hazırlanan topluluktan ise kimsecikler bulunmayacak.
Görüşmelere geçilir.
Müdür der ki
- Arkadaşlar. İnternet diye bir şey çıkmış, onla ilgili kanun yönetmelik falan bir şey yapmak lazım.
- Memurlardan biri atılır. "Harikasınız müdürüm."
diğeri, bağıranın kulağına fısıldar "dur olum daha bir şey demedi hemen başlanmaz."
Müdür devam eder,
- Arkadaşlar, bence internet sitesi kuracak herkes önce izin alsın.
- "Harika fikir müdürüm" derler hep bir ağızdan
- Site kuracak herkes savcılıktan temiz kağıdı getirmeli. Sabıkası olan topluma zararlı fikirler yayabilir.
- Harika fikir müdürüm.
- Sonra bu site açanları istediğimizde elimizle koymuş gibi bulabilmeliyiz. Bu nedenle ikametgah belgesi ve nüfus cüzdan sureti de istemeliyiz.
- Harika fikir müdürüm.
- Bir de sitelerine yazı eklemeden önce bir nüsha fotokopi çektirsinler ve cumhuriyet savcılığına iadeli taahhütlü göndersinler.
- Harika fikir müdürüm.
- Bu işleri de RTÜK denetlesin, ne dersiniz?
- Harika fikir müdürüm
- Arkadaşlar değerli görüşleriniz için teşekkür ederim.
- Sağolun müdürüm.
- Yaz kızım: İnternet hakkında yönetmelik madde 1.
Sonra benzer bir ekip kurulur, e-ticaret yasasını görüşür.
Müdür der ki
- E-ticarette güvenlik sağlanmalı. Bence sipariş verecek herkes elektronik imza kullansın.
- Harikasınız müdürüm.
Neşeli bir ülkedir benim ülkem. Canım Türkiyem.
Hadi öptüm.
E-ticaret 23.1.2019 2299
E-ticarette arama çubuğunun önemi. Arama çubuğunda ve arama formlarında en sık yapılan hatalar. Arama çubuğu optimizasyonu. Arama çubuğunda nelere dikkat edilmeli? Bu yazımda sitelerimizdeki site içi arama çubuklarından bahsetmek istiyorum, zira konu önemli. Durumun ne kadar vahim olduğu, bir süredir site içi arama raporlarıma bakıp da aranan kelimeler birer korku filmi şeridi gibi gözümün önünden geçince kafama dank etti. Arama yapan kişinin sitemizdeki doğru ürüne ulaşamaması büyük oranda satış kaybına yol açarken SEO açısından da hemen çıkma oranını yükselterek ek bir zarara daha yol açıyor.
Her Telden 03.07.2010 9532
Kelebeğin ömrü bir gün. Bir kelebek düşünün, diyor ki "Şu gördüğün onbinlerce çiçek benim, şu gördüğün binlerce ağaç ve ilerideki köy evine kadar olan her şey." Ama kelebekler bir gün yaşar. O bir tek günün sonunda hepsini bırakıp gidecek. Çocukluğuma bakıyorum daha dün gibi
Seyahat 30.10.2016 7729
İstanbul'un orta yerinde burnumuzun dibinde olduğu halde pek bilmediğimiz bir cennet köşesi Atatürk Arboretumu. Bu cennet köşesi adeta doğanın 'Kıyma Bana' haykırışlarının bir tezahürü. Saatlerce içinden çıkmak istemeyeceğiniz bu cennet köşesini görünce az ilerdeki beton yığınlarıyla hayatımızı ne kadar çirkinleştirdiğimizi daha iyi anlayacaksınız.