Pastırma yazının yaşandığı sıcak ve güzel bir sonbahar gününde kasım ayının ilk hafta sonu gittik Aynalıkavak Kasrı'na. Eyüpsultan'dan çıktık Alibeyköy'den Haliç'i dönüp Sütlüce istikametinden devam ettik. Miniatürk ve Rahmi Koç Müzesi'ni geçtikten biraz sonra Aynalıkavak Kasrı'na vardık. Diğer yoldan Halıcıoğlu köprüsünü kullanarak da gidebilirsiniz. Beyoğlu Hasköy sınırları içinde bulunuyor.
Navigasyonla gelirseniz Haliç karakolunun önünde yolunuz son buluyor. Bizim gibi şaşırıp da karakoldan mı geçiliyor acaba diye düşünmeyin. Karakoldan yol sağa dönüp tam kasrın bahçe kapısına çıkıyor. Kasrın girişinde otopark var ve ücretsiz. Küçük bir otopark olmasına rağmen biz gittiğimizde hafta sonu olmasına rağmen yer vardı.
Aynalıkavak Kasrı Milli Saraylar'a bağlı bir müze. Müze kartımız olduğundan ücretsiz geçtik. Güncel giriş ücretlerini Milli Saraylar'ın web sitesinden görebilirsiniz. Kasır için ayrı, sadece bahçeyi gezecekseniz ayrı ücreti var.
Girişte önce bahçeyi görüyorsunuz. Şirin ve çiçekli havuzuyla Aynalıkavak Kasrı hemen karşınızda. Ancak içeriyi gezebilmek için size rehberlik edecek olan görevliyi beklemelisiniz. Belli sürelerde rehber eşliğinde grup olarak girilip geziliyor. İçeri girerken galoş giyiyorsunuz.
Her odada sensörlü numaralar var. Görevli girişte size rehberlik edecek dijital aygıtları veriyor. Cihazın uç tarafını hangi odayı geziyorsanız oradaki numaraya doğru tutuyorsunuz ve o numaradaki odayı anlatmaya başlıyor. Kulağınıza tutup dinliyorsunuz.
Burada Padişahların yaşadığını, yerli ve yabancı devlet görevlilerini kabul ettiğini dinleyince şaşırmadan edemedim. Çünkü küçük bir yer. Koskoca saraylar dururken buraya niye gelmişler ki diye düşünürken sonradan öğrendim. Meğer burası eskiden Tersane Sarayı olarak adlandırılan ve pek çok yapıdan oluşan büyük bir saraymış. Ancak günümüze sadece bu Aynalıkavak Kasrı kalmış. Şu anda büyük bir bahçe içinde ama eskiden bu yapının da içinde bulunduğu saray arazisi ta Okmeydanı'ndan Hasköy ve Kasımpaşa'ya kadar geniş bir bölgeye yayılıyormuş.
Aynalıkavak Kasrı'nın içinde bulunduğu sarayın Fatih Sultan Mehmet zamanında yapımına başlandığı, Kanuni zamanında saray hüviyetine kavuştuğu, III. Selim zamanında ise diğer yapıların yıkılarak sadece bu kasrın kaldığını öğreniyoruz.
Aynalıkavak Kasrı XVIII. yüzyıl Osmanlı mimarisinin en güzel ve seçkin örneklerinden ve dönemin karakteristik özelliklerini taşıyor. Beş oda bir sofa ve bir de arz odasından oluşuyor. Arz odası padişahın konuklarını kabul ettiği büyük oda.
Kasrın iç kısmında fotoğraf çekmek ve görüntü almak yasak olduğundan iç kısımdan fotoğraf paylaşamıyorum. Giriş kısmında Osmanlı tarihine ve mimarisine meraklıysanız mutlaka gezip görmeniz gereken işlemeler, halılar, mobilyalar, hat sanatları ve işlemeleri var. Giriş katı gezdikten sonra alt kata iniyorsunuz. Alt katta ise Osmanlı döneminden kalma mutfak ve mutfak eşyaları ile bir de Osmanlı musikisinde kullanılan Türk Müziği Çalgıları Sergisi var. Ud, ney, tambur, bendir, kemençe gibi dönemin en popüler müzik aletlerini bu sergide görebilirsiniz.
Alt katı da gezdikten sonra arka bahçeye çıkıyorsunuz. Burası küçük bir koru. Haliç'e bakıyor. Buradaki kafede dilerseniz gözlemenizi yiyebilir veya güzel bir demli çay veya kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Yeşillikler içindeki bu güzel kasrı izlemeye devam edebilir, çayınızı yudumlarken dostlarınızla sohbetin tadına varabilirsiniz. Hem doğa hem tarih bir arada güzel bir gün geçirebilirsiniz.
Biz Aynalıkavak Kasrı ziyaretimizi sonlandırdıktan sonra acıkmış olduğumuzdan doğruca Sütlüce'deki uykulukçulardan birine gittik. Sütlüce'ye bu kadar yakın olup uykuluk yemeden olmaz değil mi. Sütlüce ve meşhur uykulukçular da başka bir blog yazımız olsun.
İş Dünyası 04.05.2012 5907
Piyasalar teker teker büyüklerin eline geçiyor ve küçükler ya onlara satılmak veya kapanmak zorunda bırakılıyor. Büyük işletmeler, tüm piyasaları ele geçirip mutlu sona ulaşacaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar. Yakında büyük hiper marketlerin yağmalandığını görebiliriz. Birilerinin sefahat, diğerlerinin sefalet içinde yaşadığı hiçbir sistem kendini müdafaa ve hayatiyetini muhafaza edemez.
E-ticaret 23.06.2022 673
Bu yazımda Gittigidiyor adlı sitenin zamanında bana vermiş olduğu büyük zararı anlatıyorum. Bugünlerde kapanıyor olmalarından üzgün değilim. İbretle okunması gereken bir yazı olduğunu düşünüyorum. Biz çok büyüğüz diyenlerin, arkamızda milyon dolarlar var diyenlerin zamanla ne hale geldiklerini anlatan ve mazlumun ahının yerde kalmayacağına dair bir yazımdır.
İş Dünyası 16.01.2020 1718
Gençliğinin baharında bir üniversite öğrencisi kızımızın intiharı beni çok üzdü. "Yemek kartımda 1 lira kaldı. Gidecek yerim de yok, yaşanmaya değer bir hayatım da" diye tweet attıktan sonra yaşamına son vermişti. Gelin, çok kısa bir zaman ayırarak işsizlik denen belanın insanı ne hale getirdiğine kısaca göz atalım. Bunu en güzel anlatan Cüneyt Özdemir'in Youtube kanalında "Memleketimden İşsizlik Manzaraları" başlıklı vlog videosu. Cüneyt Özdemir bu videoda işsiz insanların halet-i ruhiyesini çok güzel dile getirmiş. "İşsizlik evlere nasıl kor ateş gibi düşüyor, yüreklerde nasıl büyük sıkıntılara yol açıyor, insanların hayata tutunmasını nasıl engelliyor onları anlatmaya çalışacağım" diyor Özdemir.