Değerli dostlar,
Bundan tam 10 yıl önce E-ticarette İade Sorunu ve Getirdiği Riskler başlıklı bir makale yazmıştım. Burayı tıklayarak o yazımı okuyabilirsiniz. 10 sene önce uyardığım şeyleri devletimiz nihayet gördü ve bu konuda adımlar attı. Mesafeli satışları düzenleyen yönetmeliğe satıcılar lehine değişiklikler geldi. Peki neydi dikkat çektiğim bu noktalar?
Cayma Hakkını Kullanarak Keyfi İadelerle Satıcıların Mağdur Edilmesi
Sadece sağlık ürünleri ve iç giyim ürünleri (hijyen sebebiyle) gibi ürünlerin iadesi mümkün değildi. Diğer her şey internetten alındıktan sonra 14 gün içinde koşulsuz iade edilebilir durumdaydı. Örneğin siz tatile gideceğiniz zaman o 10 günlük sürede ihtiyacınız olan her tür ürünü internetten alıp tatiliniz bittikten sonra iade edebilirsiniz. Fotoğraf makinesi alın dönüşte iade edin, deniz yatağı alın tatil bitince iade edin, kamp çadırı alın işiniz bitince iade edin. Olacak şey miydi bu? Ama oldu ve bu durum yıllarca devam etti.
Bizim başımıza gelen bir örnek olayda müşteri bir deniz simidi alıyor. 14 gün içinde iade ediyor. Bu aşağılık insan, iade yaparken satıcıyı tahrik etmeyi de ihmal etmemiş ve içine şöyle bir not düşmüş. "Bu ürünle işim bitti". Üstelik deniz simidini temizlemeye bile tenezzül etmemiş, üzerinin kumuyla, lekesiyle iade etmiş. İşte böyle insan demeye dilimizin varmayacağı yaşam formları, yönetmeliğin kendilerine sunduğu bu imkanlardan istifade edip satıcıları da mağdur ediyorlardı. Üstelik benim rafında tertemiz duran ürünümü alıp, 14 gün kullanıp bu ürünle işim bitti yazıp iade ettiğinde o ürünün bize iadesinden doğan kargo bedelini de biz ödüyorduk. Ve o zamanlar bu yönetmeliği hangi aklı evveller hazırladıysa bunu düşünmekten acizdi ama devlette yönetmelik yapacak konumdaydılar.
İade edilen deniz simidi lekeler içindeydi, içindeki kumları duruyordu üstelik kutusu da yırtılmıştı.
Şimdi bu durum biraz düzeltildi. Yeni değişiklikle artık tablet, akıllı saat, bilgisayar, laptop gibi ürünler cayma hakkı kapsamında iade edilemiyor.
Cayma Hakkı Kullanılarak Yapılan İadelerde Kargo Bedelini Kimin Ödeyeceği Artık Mesafeli Satış Sözleşmesinde Belirlenebiliyor.
Daha önceki yönetmeliğe göre cayma hakkı kullanılarak yapılan iadelerde kargo bedelini satıcı ödüyordu. Yani şöyle düşünün. Satıcının hiçbir suçu yok, internette o ürünün özelliğinde ne vaat edildiyse ürün o özellikleri taşıyor. Satıcı süresinde göndermiş, satıcının hiçbir kusuru yok. Ama alıcı ürünü aldıktan sonra keyfi olarak vaz geçiyor ve 14 gün içinde iade ediyor. Bu durumda dahi iade kargo bedelini satıcı ödüyordu. Ben o 10 sene önceki yazımda bunun şarta bağlı olması gerektiğini yazmıştım. Nasıl yani? Şöyle: Eğer satıcı o ürünün açıklamasında alıcıyı yanıltmışsa, aslında ürün o özellikleri taşımıyorsa, ürün bozuksa, ürün arızalıysa bu gibi durumlarda tabi ki iade kargo bedelini satıcı ödemeliydi ama ben ürünü aldım, üründe bir şey yok, arızalı değil kusurlu değil, canım istedi vaz geçtim iade ediyorum bu durumda kargo bedelini neden satıcı ödesin?
Yine bizim başımıza gelen örnek olayda müşteri bizden bir adımsayar alıyor. 14 gün içinde iade ediyor. İadesinden önce bize iade edeceğini söylüyor. Biz de iadeyi pekala kabul edeceğimizi ancak anlaşmalı olduğumuz UPS kargo ile göndermesini istiyoruz. Hatta siz UPS kargoya kadar gitmeyin, biz sizden aldırırız diyoruz ve böyle bir kolaylık da sunuyoruz. Ancak İnegöl’de emekli öğretmen ve aynı zamanda da Tüketici Derneğinde görevli olan bu yaşam formu, inadına ürünü bize hiç anlaşmamızın olmadığı Yurt İçi Kargo ile gönderiyor. Normalde 5 lira tutacak olan kargo bedeli 40 lira tutuyor. Üstelik ürünü bu şekilde tahrik edercesine iade yaparken içine bir de mektup koymuş ve diyor ki: - "Siz bana UPS ile gönderin dediniz ama yönetmelikte böyle bir zorunluluk yok, müşteri istediği kargo ile gönderebilir, ben de Yurtiçi Kargo ile gönderiyorum ve kargoyu da siz ödeyeceksiniz" yazmış.
Bunun üzerine biz de bu yüksek kargo bedelini düştük ve kalan bedeli iade ettik. O da bizi Tüketici Hakem Heyetine şikayet etti. Kendisi de zaten orada görevli. Tüketici Hakem Heyeti aleyhimize karar verdi. Karara uymadık ve olay Tüketici mahkemesine gitti. Fakat Tüketici mahkemesinde de hakim bu konudaki yasa ve yönetmeliklere göre karar veriyor. Bu aksak yönetmelik de hakimin elini kolunu bağlıyor. Neticede kaybettik. Ama o yaşam formuna telefon açıp dedim ki “bak arkadaş bir şeyin kanuni olması ayrı şeydir, hukuki olması başka şeydir. İkinci dünya savaşında Hitler kanun çıkartır ve Yahudilerin öldürülmesi suç olmaz ama bu hukuki midir? değildir. Dolayısıyla bir şeyin kanuni olması başka şey hukuki olması başka şeydir.
Peki şimdi ne oldu? Kim haklıymış? Ulan sana diyoruz ki bak kargoyu biz ödeyelim tamam, hatta kargoyu ben gönderip senin evinden aldırayım, yani sen kargoya gitmeye bile zahmet etme, ama benim anlaşmalı olduğum kargoya ver. Adam ise kanırtırcasına diyor ki yok efendim ben istediğim kargoya veririm sen de tıpış tıpış ödersin. Şimdi hadi bunu yap da görelim. Yönetmelik değişti. Şimdi bırak benim anlaşmalı olduğum kargoyu, eğer mesafeli satış sözleşmesinde cayma nedeniyle doğan kargo bedelini alıcı öder denildiyse sen tıpış tıpış ödeyeceksin. Hadi şimdi benim anlaşmalı olduğum kargo dışında versene. Şimdi sen beni arayıp -"beyefendi anlaşmalı kargonuz yok mu iadede kargoyu ben ödeyeceğim de hiç olmazsa az ödeyeyim" diyeceksin. Hak yerini buldu mu? Buldu. Biz o zaman da haklıydık, o zamanki yönetmelik aksaktı. Şimdi bu aksaklık görüldü ve 10 sene sonra düzeltildi.
Değerli dostlar. Müşteri veli nimetimizdir. Ama düşünün ki toplumda ne adiler ne şerefsizler var ve onlar da aynı zamanda birer tüketici. Bir kanun veya yönetmelik yapılırken herkesin sütten çıkma ak kaşık olduğu düşünülerek yapılmamalı. Biz böyle bir yönetmelik yapıyoruz ama bu durumda şu şekilde suiistimallere de açık hale getiriyoruz denerek yasa ve yönetmeliklerin tanıdığı hakların kötüye kullanılmasının önüne geçilecek tedbirler de alınmalı. Ben 10 sene önce bu değişikliklerin olması gerektiğini söylemiştim. Nihayet kanun koyucu da gördü de bu aksaklık düzeltildi. Darısı diğer aksaklıkların başına.
E-ticaret 01.08.2018 4099
Ben bu "Türkiye'de e-ticaret, geleceği çok parlak bir sektör" lafını sektöre girdiğim 2001'den beri hep duyarım. Şu masalı çok duydum. "Türkiye 80 milyonluk ve genç bir nüfusa sahip. E-ticaretin perakende sektöründeki payı %3'lerde, gelişmiş ülkelerde ise bu oran %12'lerde. Demek ki Türkiye'nin E-ticarette geleceği parlak. Ne yazık ki 2001'den bugüne o parlak gelecek bir türlü gelemedi.
Her Telden 25.07.2022 1311
Teknik ve Temel analiz bilmeden ve öncelikle kaybettiğinizde üzülmeyeceğiniz bir miktar ile herhangi bir piyasada (borsada) alım satım yaparak en az bir yıl geçirmeden pozisyon almak, yüzme bilmeden, dibini bilmediğiniz bir suya balıklama atlamaya benzer. Yüzme bilmeden dibini bilmediğiniz suya atlarsanız sizi hayatta tutabilecek tek şey şanstır. Eğer temel ve teknik analiz bilmiyorsanız, herhangi bir borsada küçük rakamlarla uzun bir süre alım-satım yaparak tecrübe edinmeden büyük tutarlarla işlem yapıyorsanız, çok şanslı değilseniz varlıklarınızı kaybedeceksiniz. Şanslıysanız, şans da bir yere kadar, yine kaybedeceksiniz.
E-ticaret 07.11.2010 27072
İşletmekte olduğunuz web sitenize marka tescili yaptırmanız gerekir mi, yaptırmazsanız ne olur? Yıllardır işletmekte olduğunuz ve para kazandığınız bir web siteniz var ve siz kullanmakta olduğunuz alan adına dair marka tescili yaptırmamışsınız. Birileri de çıkıp bu isimle marka tescili yaptırıyor