
Önümüzde büyük bir seçim var. Tarihi değişmezse 14 Mayıs. Kaldı 2 ay.
Seçim deyince aklıma geldi de, acaba o mevkileri hak edenler mi kazanıyor seçimleri. Liyakate ve hakkaniyete göre mi oyunu veriyor seçmen?
Yıl 1993. Ağrı Patnos’ta askerim.
Tabura bir okuma odası yapılacak.
Tugayda yüzlerce subay astsubay var. Kitap bulabilmek ne mümkün.
Ben üniversite öğrenciliğim sırasında hem okudum hem çalıştım.
AKİS Arayın Kitap İsteyin Servisi adında bir kiralık kitap kulübü kurmuştum.
Bu kitap kulübü sayesinde hem okudum hem de ev geçindirdim.
Dile kolay tam 4 sene devam etti. Binlerce kitabım olmuştu.
Taburda bir okuma odası kurmak için bunların yüzlercesini taburun okuma odasına hediye ettim.
Benden başka hediye edenler de oldu ama onlarınki malum birkaç kitabı geçmemişti.
Derken bu okuma odasına bir sorumlu, askeri tabirle okuma odasının bir komutanı olmasına karar verdiler.
Okuma odası sorumlusu içtimalardan muaf olacaktı, nöbetçi olmayacaktı, yani kebap bir pozisyondu.
Okuma odası sorumlusunun bu fikri ortaya atan kısa dönem askerler tarafından seçilmesine karar verildi.
Ulan odayı ben kurmuşum, yüzlerce kitabı ben hediye etmişim, hepsinden önemlisi de kitap konusunu en iyi bilen benim.
Buna rağmen seçimle komutan atayacaklar.
Tabi bu pozisyon kebap olunca bir sürü talip, yani bir sürü aday çıktı.
Bizden üst devrelerin daha çok şansı vardı, çünkü yapılacak oylamada onların daha çok çevresi vardı. Biz yeniydik, onlar eski!
Baktım ki ne liyakat ne hakkaniyet kimsenin umurunda değil.
Herkes yandaşına dostuna oy verecek.
Ve ben kaybedeceğim.
Tam 4 sene millete kitap taşı,
Kitapevleriyle yayıncılarla iyi ilişkilerin olsun ve o kütüphaneyi geliştirebilecek hem bilgin hem çevren olsun
Ama bunlar kimin umurunda?
Varsa yoksa yandaşlık, nerde kaldı liyakat nerde kaldı hakkaniyet?
Haa öyle mi? Alem buysa bakın ne oldu?
Sizce ne yaptım?
Levazım sınıfındaydım ve mutfak, marangozhane falan bize bağlıydı.
Bizim oy hakkı olan kısa dönemlerin tarafsızlarından bir grubu topladım.
4 tane piliç aldım ve bunlarla mangal yaptırdım, bu tarafsızlara ikram ettim.
Muhtemelen aylardır yedikleri en güzel yemeği yediler.
- ”Afiyet olsun, artık her halde yarınki seçimde oyunuz benimdir” dedim.
- “O ne demek tabi ki senindir” dediler.
Böylece açık ara seçimi kazandım.
Hani şimdi önümüzde seçim var ya.
Türkiye’de seçimler nasıl yapılır, kim nasıl oy verir bilin dedim.
Liyakat mi? Hakkaniyet mi?
O da ne?
Bu yaşanmış hikayeyi niye anlattım? Bu hikayede 3 tip insanın durumu var ve bu minik kesit aslında büyük resmin de bir parçası ve özeti.
Birinci grup: Ehil Olmayan Adaylar
Bunlar kendilerinin o mevkiye getireceği faydayı değil kendilerine o mevkinin getireceği faydayı düşünerek makama talip olurlar. "Benim bu görev için bilgim ve tecrübem yeterli değil, filanca kişiye veriniz o daha iyi yapar" demezler.
İkinci grup: Seçmenler
İşin erbabına değil yakınlarına veya kendisine şahsi menfaat temin edene oy verirler. Akıllıca düşünüp, liyakat veya ehliyet sahibini desteklemek yerine körü körüne cahillikle takım tutar gibi düşünür öyle oy kullanırlar.
Üçüncü grup: Ehil Adaylar
Genellikle "aman bulaşmayım bu çirkefliğe" deyip korkar geri çekilirler ve meydanı bunlara bırakırlar. Çok azı hak ettiği ve fayda sağlayabileceği o makam ve mevki için mücadele eder ve kazanır.
Bunları Okudunuz mu?

Yatırım & Finans 21:12:2024 395
Kripto varlıkların fiyatları, geleneksel finans piyasalarına kıyasla oldukça volatildir (dalgalı) ve birçok faktöre bağlı olarak sürekli olarak değişir. Bu dalgalanmalar herkesin psikolojisinin kaldıramayacağı kadar yüksektir. Kripto Varlıkların Fiyatlarını Etkileyen Faktörleri merak ediyorsanız bu yazımızda.
Yatırım & Finans 14:01:2025 1096
Bu yazının yazıldığı zamana dönelim. Yüksek enflasyonla mücadele için faizleri artırıp döviz kurunu baskılayan Merkez Bankası uzun süre sonra Aralık 2024'de faiz indirimine başladı. Faiz indirimlerinin başlamasıyla tahvillerin getirisinin artacağına dair ekonomik görüşler arttı. Peki faizler düşerse tahviller neden daha fazla kazandırır?
E-ticaret 09.11.2010 10955
İnternet üzerinden son zamanlarda bir ahlaksızlık furyasıdır esiyor. Bu ahlaksızlar insanların zaaflarını kullanarak milyonlarca lirayı cebe indiriyorlar. Ahlaksızlıkları sınır tanımıyor. Nedir bu zaaflar ve nasıl paraya çevriliyor?