Bir Markayı Tescil Ettirmek Size O Markayla İlgili Sınırsız Haklar Tanımaz. Marka Hakkının Sınırları, Marka Hakkının Tüketilmesi
Bazı insanlar bir markayı tescil ettirdiklerinde o markayla ilgili tanrısal güçlere sahip olduklarını düşünüyorlar. Halbuki marka hakkının da tüm diğer hukuki haklar gibi sınırları var. Marka hakkının neler sağlamadığını bilmek ister misiniz? Bu yazı size bir marka sahibi tarafından gerek bilgisizlik gerekse kasten bir zorlama yapıldığında haklarınızı bilmeniz açısından fayda sağlayacaktır.
1. Bir Mal, Marka Sahibi veya Marka Sahibinin Rızasıyla Üçüncü Kişiler Tarafından İlk Kez Piyasaya Sürüldükten Sonra, Marka Hakkına Dayanılarak O Malın Müteakip Satışına, El Değiştirmesine ve İkinci El Satışına Engel Olunamaz.
Örnek Olay: Yıllar önce ofisimiz Sirkeci'deydi. O sıralar sitemizde sporcu gıdaları da satıyorduk. Bir gün tanımadığım bir adam içeri girdi ve kendisini Amerikan markalı bir sporcu gıdasıın Türkiye distribütöründe çalışan müdür pozisyonunda bir yetkili olarak tanıttı. Ben de sanırım bizimle işbirliğini artırmaya çalışıyor, birlikte daha fazla nasıl satış gerçekleştirebiliriz diye konuşmak istiyor diye düşünürken oldukça sert bir ses tonuyla "Siz bizim markamızı satıyorsunuz, kime sordunuz da bu ürünleri satıyorsunuz. Sitenizden bu ürünleri kaldırın" demez mi. Hani derler ya ölür müsün ölüdürür müsün. Ben de bu ürünlerin orijinal ve faturalı olduğunu ve kendilerinin bu ürünleri sitemizden kaldırma yönünde yetkilerinin olmadığını söyleyip, üslup olarak da gayet saygısız bulduğum bu kişinin işyerimi terk etmesini rica ettim.
Bu kişi gittikten sonra patronu beni aradı. Benzer ifade ve tehditlerle ve bağırarak disribütörü oldukları markayı derhal sitemizden kaldırmamızı yoksa dava açarak 500.000 euro tazminat isteyeceğini belirtti. İnanın, bundan birşey çıkmayacağını bilmeme rağmen bu kadar adice konuşan böyle bir adamın malını satıp da ona para kazandırmamak için şunu dedim. "Beyefendi, madem bu malı satmamızı istemiyorsun, benim elimde bu maldan şu kadar adet var. Benim bu malları kaç liraya aldığım da faturamda var. O zaman sen bu maliyet fiyatından bendeki malları al, ben de satışı sonlandırayım" dedim. Kendisinde sınırsız haklar olduğunu sanan bu zat kabul etmedi ve daha da çirkinleşerek "istersen ürünleri çöpe at, bana mı sordun alırken, derhal kaldır sitenden" diye üsteledi. Eh artık sabrın da bir sonu var. Ben de kendisine kanunuyla madesiyle böyle bir hakkı olmadığını, karşısında bu boş tehditlere pabuç bırakacak bir çocuk bulunmadığını, değil mahkemeye cehenneme kadar bir rotası olduğu konusunda münasip bir dille cevaplarımı verdim.😃 Tabi ne dava açabildi ne de bir şey, tamamen çirkinlik ve gözdağı verme. Yersen yani.
Şimdi değerli okurlarım böyle bir şey olabilir mi. Pek çok markanın toptancısı var. Şöyle düşünün, bir oyuncak satacaksınız ve gidip bir toptancıdan o oyuncakları alıp satıyorsunuz. O oyuncağın marka sahibini bulup da o ürünü satabilmek için yazılı izin mi alacaksınız? Bu, ticaretin doğasına aykırı. Ben o sporcu gıdasını, o bana şikayette bulunan markanın Türkiye distribütörünün toptancısından almışım. Alım faturam elimde ve faturada marka da belirtiliyor. Bu durumda o ürünlerle ilgili marka hakkı marka sahibi açısından tüketilmiş oluyor.
Burada şuna dikkat etmenizi öneririm. Pek çok markanın sahtesini de getirip satan toptancılar var. Örneğin oyuncak piyasasında özellikle lisanslı olması gereken oyuncakların taklitleri de satılıyor. Başka sektörlerde de böyle sahtecilik ve taklitçilik çok var. Günün birinde böyle birinin çıkıp da sizi marka hakkına dayanarak dava etmemesi ve tazminat istememesi için alım
faturanızda ürünlerin marka veya lisansları ile belirtilmesine dikkat edin. Örneğin Hot Wheels markalı bir oyuncak araba satacaksınız. Alım faturasında bu ürün için sadece "oyuncak araba" yazmasın. "Hot Wheels Oyuncak Araba" yazsın. Sadece "Oyuncak Bebek" yazmasın "Barbie Oyuncak Bebek" şeklinde marka ya da lisans adı da yazsın. Böylece elinizdeki alım faturanız o markayı haklı olarak sattığınıza dair koruyucu belge olur.
Bu Bölümün İstisnası: Marka sahibinin, malın piyasaya sunulmasından sonra, üçüncü kişiler tarafından değiştirilerek veya kötüleştirilerek ticari amaçlı kullanmalarını önleme yetkisi vardır.
2. Marka Sahibi Piyasa Fiyatına Müdahale Edemez.
Marka sahibi, bir malı piyasaya arz ederken kendisi bir toptancısına veya perakendecisine veya kendi işlettiği nihai tüketiciye satış yapan bir mağazası varsa son tüketici fiyatına karar verebilir ve o fiyattan satış yapabilir. Ancak satıcı veya sağlayıcı tekrar satıcının fiyatına müdahale edemez ve nihai tüketici fiyatını tespit edemez. Kısaca "sana şu fiyattan veriyorum" diyebilir ama "sen şu fiyattan satacaksın" diyemez.
Burada marka sahibinin hakkının karşısına tüketicilerin hakları çıkıyor. Hukukla ilgili meşhur resimlerde genellikle elinde bir terazi olan figür yer alır. Nedendir bu terazi? Bir hakkın karşısında bir başka hak var. İşte bu önemli. Eğer sen marka sahibi olarak "benim markalı ürünümü şu fiyatın altında satamazsınız" diye bir hakkı kendinde görürsen o zaman tüketicilerin o ürüne daha düşük fiyata sahip olma hakkını ihlal etmiş olursun. Ayrıca ticaret dünyasının olağan işleyişine ve rekabet alanına da müdahale etmiş oluyorsun. Dolayısıyla ticaret dünyasında sıklıkla karşılaştığımız bir olay olan "bu fiyatın altında satmayacaksın yoksa sana mal vermem" tehditleri de yasal değildir ve hatta bunun ispatı halinde bunu yapan marka sahibi veya bu zorlamada bulunan ve malın dağıtımını elinde bulunduran firmaya "rekabet ihlali" nedeniyle ceza verilebilir.
Ticaretin genel işleyişi bakımından bir malın maliyet fiyatının altında satılmaması gerekir. Bir markaya zarar vermek ve onu tüketicilerin gözünde ucuzlatmak, değersizleştirmek amacıyla zararı göze alıp (genelde rakipler tarafından) o markalı ürünü maliyet fiyatının altında satışa sunmak kabul edilemez. Markayı itibarsızlaştırmak amacıyla fiyatını haksız yere düşürmek veya marka itibarına zarar verecek şekilde teşhir veya satışını yapmak marka hakkını ihlale girecektir. Ancak bazı mallar da vardır ki maliyet fiyatının altına inilmesi marka hakkına ihlale yol açmaycaktır. Örneğin son kullanma tarihi olan gıda takviyesi gibi ürünler. Bu tip ürünler son kullanma tarihi geçtiğinde artık satılamayacağı için son kullanma tarihi yaklaştığında maliyetin altında satılabilir. Bu durumda benim yaptığım yine de marka sahibi ile iletişime geçerek bunların değiştirilmesini istemek oluyor. Genelde değiştiriyorlar veya iade alıyorlar. Bu olmazsa, son kullanma tarihinin yaklaştığını ve bu nedenle indirime girdiğini belirtip satmamıza rıza gösteriyorlar. Ticaret dünyasında inatlaşmak yerine her zaman iyi niyetle uzlaşma yolunu tercih etmekte fayda var.
Bir malın maliyet fiyatının altına inilmesi bazen şu durumda da olabiliyor. E-ticaret sitemizden bir siparişi gönderiyoruz. Ancak müşteri almıyor ve geri geliyor. Gidiş geliş sırasında kargoda ürünün orijinal kutusu deforme olabiliyor. Bu durumda her ne kadar ürün sıfır ürün de olsa kutusundaki deformasyon nedeniyle daha uzuza satılması gerekebiliyor. Bunun bir benzeri de defolu ürünlerde olabiliyor. Tedarikçi bu ürünleri iade almayabiliyor ve defolu olan bu ürünlerin defosunun ne olduğu belirtilerek ayrı bir reyonda (outlet reyonu) maliyet fiyatının altında satılabiliyor. Bu nedenlerle bir malın maliyet fiyatının altında satılmasının marka hakkını ihlal etmediğini düşünüyorum.
3. Bir Mal, Marka Sahibi Tarafından İlk Kez Piyasaya Sürüldükten Sonra, Marka Hakkına Dayanılarak O Malın Satışı İçin Gerekli Olan Ürün İsimlerinde, Resimlerinde, Ambalajında ve Tanıtımlarında Markanın Kullanılması Engellenemez.
Türkiye'nin tanınmış e-ticaret sitelerinden birinde satınalma sorumlusu bir arkadaşım var. Bir gün baktım ki sitelerindeki bazı çocuk arabalarındaki resimlerde marka adı silinmiş. Resim düzenleme programıyla ürün resimlerinin üzerinden markaların silindiği belli. "Neden böyle bir şey yaptınız" dedim. "Bu markanın avukatı ihtar çekti ve resimlerden markayı kaldırmamızı istedi" dedi. Kaldırmaya konu olan hukuki dayanak olarak öne sürdükleri de 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun Madde 7/3 a) bendine göre "İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması" fiilini marka sahibinin önleme yetkisinin olması.
Çok tuhaf. Bu örnekten yola çıkacak olursak diyelim ki siz sitenizde Canon markalı fotoğraf makinesi satıyorsunuz ve Canon size diyor ki fotoğraf makinesi resimlerinden Canon yazısını kaldır. Philips ütü satıyorsunuz ve Philips size diyor ki ütü resimleri üzerinden Philips yazılarını kaldır. Bu olacak şey mi? Canon markasını kullanmadan Canon fotoğraf makinesini o fiyata nasıl satacağız? Ticaretin doğasına aykırı.
Burada kabul edilmiş olan genel ilke yine marka hakkının tüketilmesine dayanıyor. Bir markayı taşıyan, ürün marka sahibi tarafından veya onun rızasıyla üçüncü kişiler tarafından ilk kez piyasaya arz edildikten sonra o markanın satışı, dağıtımı ve tanıtımında markanın usulüne uygun kullanımı marka hakkını ihlal etmez. Tabi ki o ürünü satan diğer kişiler ürünün adında markayı belirtebileceklerdir. Ürünün ambalajı üzerinde veya ürünün resimleri üzerinde de tabi ki marka yer alacaktır.
Şu iki hususa dikkat etmek gerekiyor: Birincisi, satıcılar tarafından markanın reklamlarda kullanılması. Reklam deyince aklınıza ille de TV ve Radyo reklamları gelmesin. Mağazanızın tabelası, içerideki afişler, bülten ve el ilanları, kataloglarınız, google adwords internet reklamlarınız ve hatta e-ticaret sitenizdeki ürünleriniz bile reklamdır. Peki markalı bir ürünü reklam veya tanıtımlarda markayı belirtmeden nasıl satabiliriz? Bu mümkün olmadığından marka sahibinin piyasaya arz ettiği ürünler üzerindeki marka hakkının tüketilmesi ilkesinin, markanın reklam ve tanıtımlarda kullanılması yönünden de geçerli olduğunu düşünüyorum. Bunun isitisnası sadece "reklamın markanın itibarına zarar vermesi halinde haklı sebebi bulunduğunda" marka sahibinin bu reklamın durdurulması istemi ile sınırlanması olmalıdır.
İkinci husus markaya ait ürün resimlerinin kullanımıyla ilgilidir. Özellikle e-ticaret siteleri o markayı satmanın herhangi marka hakkı ihlali olmadığı durumlarda, markaya ait her tür resmi de internetten rahatlıkla bulup indirerek sitelerinde o ürünün resmi olarak kullanabileceklerini düşünüyorlar. Bu yanlıştır. Somut bir örnekle devam edelim. Sitenizde kol saati sattığınızı düşünelim. Türkiye'de pek çok dünya markasının distribütörü olan büyük bir saat ithalat firması var. (İsim belirtmek istemiyorum.) Ancak bu firmanın markalarından bazıları paralel ithalat ile de ülkemize geliyor. Siz ise bu distribütör olan firmanın yetkili bayisi değilsiniz. Distribütörden tedarik yapmıyorsunuz ama sitenizde satışa sunduğunuz saatlerde onların sitesinden alınan resimleri kullanıyorsunuz. İşte bunu yapamazsınız. Ben bir süre önce, aynı marka ve model saatler için resim karşılaştırması yaptığımda distribütörün sitesindeki resimlerin birden fazla açıdan ve çok daha güzel çekildiklerini görmüştüm. Büyük bir ihtimalle sitelerinin kalitesi gereği kendileri o saatler için güzel stüdyo resimleri çektiriyorlar. Burada o resimlerin telif hakkı, o resimleri çeken fotoğrafçı ile yaptıkları telif anlaşması gereği o firmaya aittir. Siz o marka ve o model saati satıyor olsanız da o resimleri kullanamazsınız. Burada marka hakkı değil "fikri mülkiyet hakkı" devreye giriyor ve telif cezası ile karşılaşabilirsiniz.
4. Sizin Uzun Süredir Kullandığınız Ancak Tescil Ettirmediğiniz Markanızı Daha Sonra Kendi Adına Tescil Ettiren, Sizin Bu Markayı Kullanmanızı Engelleyemez
Uzun süredir kullandığınız bir markanız olsun ama bu markayı tescil ettirmemiş olun. Markayı faturalarınızda, kartvizitinizde, tabelanızda, ilan ve reklamlarınızda veya ürünlerinizin üzerinde kullanıyorsunuz. Ama ihmalden, ama bilgisizlikten veya önemsemediğinizden markanızı tescil ettirmediniz. Yıllar geçti ve bir gün bir ihtarname aldınız. O da ne? Biri çıkmış ve size bu markayı ben tescil ettirdim sen artık kullanamazsın, kullanırsan şöyle yaparım böyle yaparım diye bir güzel döşenmiş. Hatta bir avukat imzası ile göndermiş. Haydi bakalım aldı mı sizi bir telaş. Böyle bir durumla karşılaşırsanız ilk olarak o marka tescil başvurusunun ne zaman yapıldığına ve marka bülteni yayın tarihine bakın. TPE'nin sitesi olan tpe.gov.tr sitesinde girip Marka Araştırma kısmından bunu kolaylıkla görebilirsiniz. İkinci olarak bu markanın hangi sınıfta veya sınıflarda tescilli olduğuna bakın. Tescilli marka, sizin kullandığınız mal veya hizmet ile aynı sınıfta tescil edilmemiş de olabilir. Bunları yaptınız mı? Şimdi olasılıklara bakalım.
Sizin yıllardır kullanmakta olduğunuz markanızı sonradan tescil ettiren, sizin bu markayı kullanmanızı engelleyemez. Kendisinin marka koruma tarihinden sonra kullanan diğer kullananları engelleyebilir. Siz, uzun süredir kullandığınız markanızı her ne kadar tescil ettirmemiş olsanız da o markaya kazandırdığınız tanınmışlık düzeyi ve o markaya yaptığınız yatırıma bağlı olarak sizden sonra tescil ettirene karşı "markanın hükümsüz bırakılması" davası bile açabilirsiniz. Hele ki yeni marka sahibi, marka hakkına dayanarak sizden para talep etmişse "markanın kötü niyetle tescil edilmesi" nedeniyle hükümsüz bırakılmasını da talep edebilirsiniz.
Benim başıma benzer olay geldi. Sitelerimden 2003 yılından beri açık olan bir tanesi marka tescilli değildi. 2017 yılında bir firma bunu kendi adına tescil ettirmiş ve e-posta ile markayı kullanmamamı, siteyi kapatmamı yoksa dava açacaklarını belirtti. Ben de iki cümle ile cevap verdim. "Sitemiz 2003 yılından beri faaliyettedir. Dava açabilirsiniz."
Buradaki yasal mevzuata bakalım: Yine 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun Madde 7'ye bakıyoruz. 7.3 d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin
hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde
alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
Yukarıdaki madde ile kanun sınırları çizmiş bulunuyor. Bir markanın alan adı olarak kullanımının engellenebilmesini, kullanan kişinin işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartına bağlamış. Dolayısıyla 2003 yılından beri açık ve faaliyette olan bir internet sitesini 2017 yılında elde edilmiş marka hakkına dayanarak kapattırmak mümkün olmayacaktır.
5. Uzun Süre Sessiz Kalma Nedeniyle Marka Kullanımının Engellenememesi
Bir markayı tescil ettirdiniz ve marka hakkı sizde olduğu halde bir başkasının da bu markayı kullandığını öğrendiğiniz halde hiçbir teşebbüste bulunmadınız. Aradan 5-6 yıl geçti ve ters tarafınızdan kalktığınız bir gün markaya tecavüz davası açmaya karar verdiniz. İşte bunu da yapamıyorsunuz. Marka sahibinin, başkası tarafından markasının kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği durumlarda uzun süre sessiz kalması, sonradan bu markanın kullanımı nedeniyle açılacak olan davanın reddi ile sonuçlanabilir. Marka sahibinin, ihlali öğrendiğinde engellemek için müdahalede bulunması, kısaca markasını koruması esastır. Uzun yıllar sessiz kalma durumu, markanın kullanımına müsade etmek olarak algılanacaktır. Tabi ki her somut olay ayrı değerlendirilmelidir.
6. Markanın Tescilli Olduğu Sınıf Dışındaki Kullanımlarının Engellenememesi
Marka müracaatı sırasında sınıf seçiyor ve her sınıf için gereken başvuru harcını yatırarak müracaat ediyorsunuz. Marka hakkı hangi sınıflarda tescil edildiyse o sınıflarda koruma sağlıyor. Birden fazla sınıf için yaptığınız müracaatların bazı sınıflar için kabulü bazı sınıflar için reddi mümkün olabiliyor. Hele ki internet sitelerinin genel olarak yer aldıklarını 35'inci sınıfta aynı marka aynı sınıf içinde farklı ürün ve hizmetler için ayrı kişi veya kuruluşlar adına tescil edilebiliyor.
Her markanın sadece tescilli olduğu sınıflar için koruma sağladığını bilmelisiniz. Örneğin sizin teksil kategorisinde bir giyim markanız tescilli olsun. Fakat bu markanız oyuncak sınıfında tescilli değil. Bu durumda sizinle aynı markayı kullanan oyuncaklar için markaya tecavüz veya marka hakkını ihlal iddiasında bulunamazsınız.
7. Özellikle Jenerik İsimlere Sahip Markaların Markasal Olarak Kullanılmadığı Durumlar Marka Hakkına Dayanarak Engellenemez
"Bu ne demek şimdi?" dediğinizi duyar gibiyim. Çok basitçe anlatayım. Benim 2002 yılından beri kullandığım ve tescilli bir markam olan "Günün Fırsatı" var. Bu benim ilk internet sitemin de adı. Bu aynı zamanda slogan olarak da kullanılan bir kelime öbeği. Günün Fırsatı adıyla bir internet sitesi açamazsınız ancak bunu o güne ait indirimli ürünlerinizi belirtmek için slogan olarak kullanabilirsiniz. İşte burada markasal kullanım olup olmadığı ortaya çıkıyor. Bir başka örnek vermek gerekirse. Sahibinden ibaresi Sahibinden.com adına tescilli jenerik bir marka. Aynı zamanda "sahibinden" ibaresi bu site ile aynı alanda yani ilan sahipleri tarafından "satılan veya kiralananın sahibinden olduğunu belirtmek için" kullanılan bir sıfat. Bu durumda siz sattığınız ev ilanında "Sahibinden Satılık Daire" dediğinizde markasal kullanmış olmuyorsunuz. Dolayısıyla marka hakkına dayanılarak bu tip kullanımınız engellenemez.
Yukarıdakilere bir de coğrafi sınırları ekleyebiliriz. Markanız Türkiye'de tescilliyse Rusya'daki kullanımın engellenememesi gibi.
Uyarı ve Hukuki Sorumluluk Reddi: Hukuku bilmemek mazeret teşkil etmiyor ama hukuki meselelerin tartışılması da sanki sadece mesleği hukukçu olanların tekelindeymiş gibi algılanıyor. Öyle hukuki meseleler var ki mehkemelerde hakimler bile bilirkişi tayin etmeden hüküm kuramıyor. Bilirkişiler birbiriyle aksi yönde görüş bildirebiliyor. Davacı tarafın avukatları başka, davalı tarafın avukatları başka iddia ve savunmalar yapıyor. Bu durumda sıradan vatandaş ne yapsın?
Ben avukat veya marka vekili değilim. Kendi tecrübelerimi ve araştırmalarımı yazıyorum. Yazdıklarım hukuki görüş değildir. Her somut olay kendi içinde farklılık gösterir. Bu nedenle
hukuki görüş ancak avukatınız tarafından bildirilebilir. TPE'deki marka müracaatlarınız, itirazlar ve diğer işlemleriniz sizin tarafınızdan yapılabileceği gibi
sizi temsilen ancak yekili Marka Vekilleri veya Patent Vekilleri tarafından yapılabilir. Yukarıda yazdıklarım bilgi paylaşımı ve konu hakkında farkındalık yaratma ve doğru bilgileri verme bakımından bir tartışma ortamı sağlamak içindir. Konu hakkında bilgi ve tecrübe sahibi avukat ve/veya marka vekili arkadaşlar yanlışım varsa düzeltebilirler veya eklemeler yapabilirler. Memnuniyetle yayınlarım.
Selam ve sevgilerimle.