Müzik dinlerken genelde sözlerine dikkat etmeyiz. Neşeyle hoplayıp zıpladığımız, dans ettiğimiz öyle şarkılar var ki, müziği bırakıp sadece sözlerini okusak, oturur ağlarız :)
Hürriyet gazetesinde Mehmet Y. Yılmaz'ın köşesinde okuduğum neşeli bir yazı hem arşivimde dursun hem de sizinle paylaşayım istedim.
Türk düğünlerinin en karakteristik özelliklerinden biri çalınan şarkılardır.
Evlilik birlikteliğinin başladığını herkese ilan eden bir tören yapılırken çalan şarkılar ne yazık ki bu işin ciddiyetiyle bağdaşmıyor.
Şarkıların normal olarak evlilik kurumunu yüceltici, bitmeyecek bir sevgiyi vurgulayıcı olması gerekir ama nerede o şarkılar?
En yakışık almayanı kuşkusuz ki gelinin kız arkadaşlarıyla birlikte bir yandan pistte zıplarken diğer yandan
'Seveceğim gezeceğim
Görürsün sana neler edeceğim
Bir yerine bin cezayla hakkından geleceğim senin' şarkısını söylemeleridir.
Gittiğim her düğünde bu sanki bir milli marş gibi çalınıyor ama erkekler gerçekten çok saf. Damat uyanıp hemen kaçması gerekirken aval aval piste bakıyor. Elbette bu şarkıların hepsi nikah defterinin imzalanıp, evlilik cüzdanının çantaya indirilmesinden sonra çalınır ki zaten damat uyansa da attık kaçamayacaktır.
Geçen hafta not ettiğim şarkılara bakın, şimdi bunlar bir düğünde çalındı!
Nasıl istedim istedim deliler gibi
Sayıkladım hep sıcak sıcak nefesini
Gel ne olursun gel son defa sev beni.
Sizce bir insanın düğününde 'Son defa sev beni' diyebileceği kim olabilir?
Bir de şuna bakın
'Bu gece gel yarın istersen yine git
Hatta unut ne varsa verdiğim al götür öyle git
Eve kokun siner duvarlara sesin
Hatta unut sen dün gece neredeydin kimle seviştin.
Düğün gecesi sorulacak soru mu şimdi bu?
Denizleri aş da gel kurbanın olam
Kurtar beni buralardan ne olur
Düğün gecesi denizleri aşıp gelerek gelini kurtarması istenenin damat olamayacağı çok açık değil mi?
Bir de 'fasulye' havası var, düğün gecesi bununla göbek atılıyor 'Seviyorsan candan/boşan gel kocandan'
Düğün boyunca elimde koca bir liste oluştu.
Sanıyorum asıl sorun saf aşkı anlatan şarkılarımızın acıklı olmasında.
Evet gerçi biz Türkler acıklı türkülerle göbek atmaya da meyilliyizdir ama en neşeli şarkılar galiba hep böyle kaçak-kuçak işlerle ilgili oluyor.
(Mehmet Y.Yılmaz - Hürriyet)
İş Dünyası 15.03.2020 2162
Ne bereketli Corona´ymış arkadaş. Youtuber´lar ihya oldu, gazeteler rekor kırdı, medikalciler köşe oldu, marketler boşaldı, otobüs firmaları fulledi. Nur topu gibi yeni Corona zenginlerimiz oldu. Yakında lüks arabaların arkasında "Corona´m Sağolsun" yazılarını görmeye hazır olun. Koş vatandaş. koronavirüsle ilgili en doğru yazı burada...
E-ticaret 27.06.2022 692
2003 yılında Türkiye'nin ilk online saat satış sitesi olan SaatDunyasi.com u kurmuştum. Biz tamamen orijinal ve faturalı saatler satarken GittiGidiyor adlı sitede bizim yarı fiyatımızdan daha düşük fiyatlara sahte saatler satılıyordu. İşte bunun ispatı Fatih Altaylı'nın 2007 yılındaki gazete köşe yazısı.
E-ticaret 01.09.2012 17544
E-ticarette cayma hakkını 14 güne çıkaran yasa tasarısına karşı yazdığım yazıya gelen tepki ve görüşlerin de değerlendirildiği bir devam yazısıdır. Bu yasaya karşı tüm e-ticaret siteleri tepkilerini göstermeli ve haklarını savunmalıdır. Gelin, tüm e-ticaret siteleri olarak haklarımızı savunan hukuki düzenlemeler için birlikte hareket edelim.