Kıymetli dostlarım! Bu yazımda bol fotoğraf az laf var. Bu stile fotoblog diyelim. Yazıdaki birçok resmi tıklayarak karşınıza çıkacak olan sayfadan yüksek çözünürlükte indirebilirsiniz. Resimlerin fotoğrafçı telif hakları bana aittir. Fotoğrafçı telif hakkı açısından endişe duymadan özgürce kullanabilirsiniz.
Nisan ayı başından sonuna İstanbul'da "Lale Zamanı". Lalelerin en güzel halini Emirgan Korusu'nda görebilirsiniz. Özellikle köşklerin etrafındaki lale bahçeleri ender tanık olabileceğiniz güzelliklerden.
Bu kolaj çalışmasındaki tüm resimleri tek tek ve büyük olarak görmek için yukarıdaki resme tıklayın.
Mart ayı ortalarından nisan sonuna kadar muhteşem lale bahçelerinin seyrine doyum olmuyor. Evlenecek çiftler de lale zamanı geçmeden Emirgan Korusu'nun birbirinden güzel köşelerinde gelin-damat fotoğrafları çekilebilirler. Yılın her zamanı güzel olmakla birlikte yazın, hele ki hafta sonları çok kalabalık olduğundan çok önermiyorum. İsterseniz yürüyüş ve spor amaçlı, isterseniz kahvaltı veya piknik yapmak için bu güzide yeri özellikle ilkbaharın başlangıcından sonbahar sonuna kadar kaçırmayın derim.
Emirgan Korusu'nda açık hava spor ve yürüyüş alanları bulunuyor.
Emirgan Adı Nereden Geliyor?
IV. Murad zamanında Safeviler Osmanlı sınırlarını aşıp topraklarımızı yağmalamaya başlar. Bunun üzerine IV Murad Safevilere karşı sefere girişir ve ordunun başında padişah olduğu halde Revan'a doğru yürüyüşe geçilir. Revan Kalesi kuşatılır ancak Safeviler ve kale kumandanı Tahmasb başarıyla direnir. 8 günlük kuşatmanın ardından kale hala alınamaz. Bunun üzerine IV. Murad büyük bir umumi taarruz emri verir, fakat bunu haber alan kale muhafızı Tahmasb kaleyi IV. Murad'a teslim edeceğini bildirir ve teslim olur. IV. Murad, kalesini başarıyla savunan bu kumandanı affeder ve ödüllendirir. İstanul'a gelen Tahmasb'ın adı Emirguneoğlu Yusuf Paşa olarak değişir. Padişah ona hem paşalık hem vezirlik rütbesi tanır ve şimdiki Emirgan Korusu'nun olduğu Feridun Bey bahçelerini bağışlar. Emirgan adı tarihteki bu Emirgüneoğlu Yusuf Paşa'dan gelir.
Sarı Köşk'ün diğer resimlerini tek tek ve büyük olarak görmek için resme tıklayın.
Osmanlı Padişahı Abdülaziz döneminde Mısır hıdivi olan İsmail Paşa'ya tahsis edilir ve paşa da burada 3 köşk yaptırır. Sarı Köşk, Pembe Köşk ve Beyaz Köşk.
Resimdeki Sarı Köşk özellikle Osmanlı devlet adamlarının ikameti olarak kullanılır. Günümüzde etrafındaki laleler, önündeki şelaleli havuz ve yemyeşil ağaçlarıyla mutlaka görülmesi gereken yerlerdendir. Alt resimde ise Beyaz Köşk'ü Görüyorsunuz.
Beyaz Köşk'ün diğer resimlerini tek tek ve büyük olarak görmek için resme tıklayın.
Emirgan Korusu sabah 06:00'da açılıyor. Ben bu fotoğrafları çektiğimde sabah saat 06:30'da korudaydım. Benim gibi fotoğraf çekmek için gelen birkaç kişi ve koşu yapan birkaç kişiden başka kimsecikler yoktu. Siz de sabah erkenden giderseniz bence en dingin ve muhteşem anlarını yakalayacaksınız. Etrafta neşeyle koşuşturan sincaplar, mis gibi çiçek ve doğa kokusu ile kuş cıvıltıları ruhunuza iyi gelecek.
Emirgan Korusu'nda etrafta neşeyle koşuşturan sincaplar. Bu sevimli dostlarımız için yanınızda ceviz, fındık, fıstık bulundurun.
Sabah ilk olarak parkı güzelce gezip yürüyüş yaptıktan sonra nefis bir kahvaltıya ne dersiniz? Koruda birçok piknik masası ve kamelya mevcut. Köşkler Beltur tarafından işletiliyor ve köşklerde de kahvaltı yapabilirsiniz. Dilerseniz arabanıza kamp koltuklarınızı ve kitabınızı alıp koruya gelerek beğendiğiniz bir manzaraya karşı da kahvaltınızı yapabilirsiniz. Tabi ki mangal yasak. Evde hazırladığınız sandviçleriniz ve içeceklerinizle doğayla baş başa güzel bir kahvaltı ne güzel olur.
Emirgan Korusu'nda fotoğraf çektirmek için de birbirinden güzel yerler var.
Tabi ki çocuklar da unutulmamış. Siz çayınızı kahvenizi içip sohbet eder veya kitabınızı okurken çocuklarınız da parktaki oyun alanlarında güzel zaman geçirebilirler.
Emirgan Korusu'nda çocuk parkları ve oyun alanları da bulunuyor.
Gelin-Damat fotoğrafları çekmek için de Emirgan Korusu İstanbul'un en güzide mekanlarından biri. Hafta içi ve sabah saatlerini öneririm. Hafta sonu ise kalabalıktan ve kadraja giren diğer insanlarla uğraşmaktan tadınız kaçabilir. Emirgan parkı gelin-damat adayları için birbirinden güzel onlarca alternatif sunuyor. Köşklerin içinde çekim yapmak yasak. Önceden izin alıp ücret ödenmesi gerekiyor. Dış mekanlarda gelin-damat çekimi bu yazının yayını tarihinde serbest idi. Güncel durumu sormanızı öneririm.
Emirgan Korusu'nda Gelin Damat Fotoğrafları Çekimi için bir çok güzel alternatif yer var. İşte bunlardan biri.
Gelin-Damat fotoğraf çekimlerinde gelinlikle dolaşmak oldukça güç. Yıldız Parkı'nda gelin damat çekimi nispeten daha kolay, çünkü arabanızla farklı çekim noktalarının yakınına kadar gidip yola kısa süreli park ederek çekim yapılabiliyor. Ancak Emirgan Korusu'nda aracınızı otoparka park edip farklı noktaların her birine gelinlikle yürümek oldukça zor. Gelin-damat adayları bu hususu düşünerek yürüyüşe uygun yedek ayakkabı ve gelinliği toplayacak yardımcı kişileri de düşünmeli.
Emirgan Korusu'nda Gelin Damat Fotoğrafları Çekimi için bu tarihi görünümlü çeşmeler de güzel birer fon oluşturuyor.
Sırası gelmişken şunları da söylemeliyim; Özellikle bahar aylarından sonbahar ortalarına kadar olan düğün sezonunda eline fotoğraf makinası alan herkes düğün ve gelin-damat fotoğrafçılığına hevesleniyor. Gelin-damat ve düğün fotoğraflarınız belki de hayatınızın en önemli fotoğrafları olacak. Çocuklarınıza ve torunlarınıza bırakacağınız çok önemli ve değerli anların belgeleri bunlar. Bu nedenle fotoğrafçınızın bilgili, deneyimli ve işinin ehli olması gerekiyor.
Günün ortasında sert güneş ışığının ve koyu siyah gölgelerin sebep olduğu çirkin resimler. Parıl parıl parlayan gelin-damat yüzleri ve tüm detayları kaybolmuş gelinlik - damatlıkları görünce insan üzülüyor. Halbuki difüzör, reflektör ve mobil flaşlarla birlikte deneyimli asistanlar eşliğinde bunları önlemek ve harika fotoğraflar elde etmek mümkün. Eğer işinin ehli ve iş ahlakı olan fotoğrafçılarla çalışırsanız bu güzel anlarınızı gelecek nesillere harika fotoğraflarla taşıyabilirsiniz. Bu yazının amacı reklam yapmak değil ama Gelin Damat fotoğraf çekimi için benimle irtibata geçebilirsiniz. Tel: 0212 441 1190 veya iletişim bölümünden form ile ulaşabilirsiniz.
Emirgan Korusu'nda Beyaz Köşk'ün altındaki lale bahçesi.
Emirgan Korusu içinde otopark, güvenlik ve tuvalet hizmetleri oldukça iyi. Engelli otopark alanları ayrılmış. Ben sabah erken gittiğimden doğal olarak otoparklar boştu. Tuvaletlerin temizliği ise görevlileri tebrik etmemizi gerektirecek cinsten. Tuvaletleri o kadar temiz beklemiyordum 5 yıldız üzerinden 5 yıldız idi. Tuvalet kağıtları, sıvı el sabunları, kağıt havlular ve dezenfektanlar hepsi tam ve yerli yerindeydi. Tabi yazın ve hafta sonunun kalabalığında ne olur bilinmez. Ben bu halini gördüm ya, şunu söyleyebilirim ki eğer Emirgan Korusu'na giden herkes sorumluluğunu bilir, çöpünü dikkatlice toplar ve çöp kutularına atar, çiçekleri koparmaz ve medeni bir insana yakışır şekilde davranırsa, bu güzide mekan İstanbul'da bir cennet köşesi gibi kalır.
Emirgan Korusu'nda sarı laleler.
Yazımın başında belirttiğim gibi Emirgan'ın ve korudaki köşklerin tarihi Osmanlı'ya dayanıyor. Daha çok Osmanlı paşaları ve devlet adamlarına tahsis edilen koru ve köşkler 1940'lara kadar normal İstanbul halkının girip gezebileceği yerler değilmiş. Türkiye'de devletçiliğin altın yıllarından olan 1940'da dönemin İstanbul Belediye Başkanı Lütfi Kırdar zamanında o zamanki sahiplerinden alınıp kamulaştırılmış ve İstanbul halkının hizmetine sunulmuş. Buradan sermaye sevici kapitalistlere de bir gönderme yapmak istiyorum. Ey özelleştime seviciler; Eğer bu kamulaştırma yapılmamış olsaydı acaba burası şimdiki gibi halkımızın kullanımına açık bir cennet köşesi olarak mı kalırdı, yoksa bilmem hangi görgüsüz mütayitin Emirgan Bilmem Ne Evleri olarak zenginler sınıfına peşkeş çekeceği ve sıradan halkın asla girmeyeceği bir sınıfsal ayrım ikonuna mı dönüşürdü?
Bu güzel yeri bizlere bırakanlara ve bugün de bakımından temizliğine, peyzajından güvenliğine kadar hizmet veren tüm emekçilerine teşekkürlerimizle.
Her Telden 06.02.2022 1620
Allah, ilmi isteyene, rızkı istediğine verirmiş. Ben bunu biraz ibretlik biraz da acı bir şekilde öğrendim. Sonra can-ı yürekten ve samimiyetle pişmanlık duydum. Yaşadıklarımdan sonra şimdi zenginliğiyle övünen ve bunun hikmetini kendinde görenleri gördükçe gülüp geçiyorum. Gerçek yaşamdan alınan bu minik hikayeyi okumak isterseniz buyrun gönül soframa.
İş Dünyası 02.08.2018 3047
Aynı firmanın bize bir şey satmaya çalışan bölümü ısrarla benden randevu almaya çalışırken, bizim onlara bir şey satmaya çalışan bölümümüze onların ilgili bölümü tenezzül edip randevu bile vermiyor. İşte iş dünyamızın düştüğü durum bu. Birlikte iş yapma kültürü ancak bu kadar. Onlar sana bir şey satmaya çalışırken ne kadar tatlı dilli...
İş Dünyası 19.04.2012 15032
Microsoft Office programları içinde Excel ve Word´u kullanmayanınız yoktur. Office set içinde gelen ve daha önce hiç ilgimi çekmeyen OneNote programı ise iş yerinde hayatımı değiştirdi diyebilirim. Daha sonra bunu kime önerdiysem adeta onsuz yapamaz oldu. Gelin hep birlikte, bu programın hayatımızı ne kadar kolaylaştıracağını görelim.