
Birilerinin bu başlığa bakınca ´Ne görgüsüz adam, BMW almış onu anlatıyor´ dediğini duyar gibiyim.
Benim BMW ile ne işim olur ya. Bana göre, araba dediğin 4 tekerlek ve bir direksiyondur ve seni bir yerden bir yere götürür o kadar. Son olarak, artık kaportası çürüdüğü ve eşimle yağmurlu bir günde Bahçelievler´den Hadımköy´e giderken içinde şemsiye açmak zorunda kaldığımız için sattığım 18 yaşındaki Mazda arabamdan sonra, ticaret yapan her insana lazım olan bir ticari Combo´m var.
Otobüsten İndim BMW´ye Bindim, enteresan bir kitap adı.
Geçtiğimiz yıllarda en çok satan kitaplar listesinde ilk sıralardan inmeyen ´Ferrarisini Satan Bilge´ yi okudunuz mu? Ben okumadım. Ben daha çok Ferrari´sini satan bilgelerle değil Ferrari alan bilgeleri okumaktan yanayım. Hadi BMW alan bilgeler de olur. Ama etik değerlerden ayrılmadan almış olacaklar. İşte Baybars Altuntaş onlardan biri.
Otobüsten İndim BMW´ye bindim Baybars Altuntaş´ın kitabının adı. Bir solukta okudum bitti. Ben alana kadar 16. baskısı olmuş bile. Baybars Altuntaş kim mi? İzleyenler bilir, Türk Dragon´s Den business TV show programındaki Dragonlardan biri.
Çok enteresan bir iş yaşam öyküsü var. Üniversitede öğrenci yurdunda kalan ve cebinde beş parası olmayan 20 yaşındaki bir genç adamın, Allah´ın kendisine bahşettiği GİRİŞİMCİLİK yeteneği ve becerisiyle nasıl bir yıl içinde kendine BMW alabilecek ve okula özel şöförü ile gidebilecek duruma geldiğinin çarpıcı hikayesi ile başlıyor. Daha sonra kendi işi Deulcom´u kurması, ABD Başkanı Barack Obama´nın girişimciliği konuşmak üzere O´nu Amerika´ya davet etmesi ve Dragon´s Den´e uzanan çarpıcı bir başarı öyküsü bu.
Baybars Altuntaş 1970 doğumlu. Benden birkaç ay büyüklüğü var. Anlattığı bu ilk olay 1990´ların başında geçiyor. Bu hikayeyi okuyunca ister istemez ben de o yılları hatırladım. Ben de o yıllarda Arayın Kitap İsteyin Servisi´ni kurmuştum ve haber - röportaj olarak neredeyse çıkmadığım TV ve gazete kalmamıştı. Buradan şunu anlıyorum, demek ki 20 yaşlarında gençlerin içinde girişimcilik ruhu varsa mutlaka ortaya çıkartılmalı ve desteklenmeli. O yaşlar her ne kadar biraz cahil cesaretini içinde barındırsa da, eğer aklı başında büyükler yön verebilir ve liderlik edebilirse o yaştaki gençlerden çok güzel işler çıkabilir.
Baybars Altuntaş´ın kitabı, baştan sonra sürükleyici bir girişimcilik öyküsü. İnanılır gibi değil. Ama gerçek.
Altuntaş aileden zengin biri değil. Anne öğretmen, baba asker emeklisi. Ailede ne bir işadamı ne de ticaretle uğraşan birisi var. Harvard´larda okutulmuş bir proje çocuk ta değil. Ama o daha 20´li yaşlarında sıfırdan, dolar milyoneri oluyor. Demek ki ille de baba parası, ille de torpil, ille de arkanda bir dayı gerekmiyor bunun için.
Hayat tecrübenizi gençlerle mutlaka paylaşın.
Anneler, babalar! Çocuklarınızın kendi işini kurmalarını mutlaka destekleyin.
Toplum olarak, girişimciliği mutlaka desteklemeliyiz.
Bunlar Baybars Altuntaş´ın kitabında çok önem verdiği görüşleri. Ben de aynı fikirde olduğumdan tekrar altını çizerek bunları belirtmek istedim.
Kitapta sadece çarpıcı bir iş hayatı hikayesi yok. Özellikle üniversitelerde okuyan ve mezuniyetle birlikte hayatına yön verme aşamasında olan her gencin, kendi işini kurmak isteği veya özleminde olan her yaştan insanın yoluna ışık tutacak, yaşanmış ve test edilmiş tecrübelerden oluşan bilgiler var.
Mutlaka okunmalı.
Bunları Okudunuz mu?
E-ticaret 16.08.2012 12415
Yeni Tüketici Yasa Tasarısı´nın e-ticaret yapan firmalara getirdiği büyük tehlikenin farkında mısınız? Yeni tasarıya göre mesafeli satışlarda cayma hakkı 14 güne çıkarılıyor. Ne var bunda demeyin. Bunun diğer maddelerle birleştiğinde ne kadar büyük bir tehlike olduğunun farkında mısınız?

Her Telden 12.04.2021 2064
Biz var olanla yetinmeyi bilen bir kuşaktık. Z kuşağı ile Alfa kuşağı ise internete doğdular ve bu ağ içinde her alanda sınırsız seçenek sunuluyor onlara. Her şeyi o kadar çabuk tüketmeye ve değiştirmeye alışan bir nesil bir tek kadınla veya erkekle bir ömür yaşayabilecek mi?

Seyahat 10.10.2011 11813
Tarih, kültür ve doğa güzellikleri saymakla bitmeyecek olan Edirne´ye yaptığım ilk gezi bu. 30 senedir İstanbul´da yaşayıp ta sadece iki saat uzaklıktaki bu güzelim şehri gezmemiş olmam nedeniyle kendimi ayıplıyorum. İşte size güzel bir Edirne Gezisi ve izlenimlerim