Doğuda görev yapan asker ve polisin ne koşullarda görev yaptığını az çok biliyorsunuzdur. Peki doğu ve güneydoğuda görev yapan güvenlik güçlerinin çocuklarının eğitimi nasıl oluyor hiç düşündünüz mü? Ben kendi başımdan geçeni anlatayım.
Polis memuru olan babamın şark hizmeti nedeniyle tayini Bingöl'ün Kiğı ilçesine çıkmıştı. Ben orada ilk okula başladım. Henüz 1977 yılıydı ve henüz PKK'ya dair bir şey bilmiyorduk.
Sevinçle okula başladık. Birinci dönem bitti, ikinci dönemin sonu yaklaştı, neredeyse okul bitecek. Ailem benden biraz okuma yazma bekliyor ama nerdeee. Gazetelerin koskoca başlıklarını dahi okuyamıyorum. Eve getirdiğim ödev falan da yok.
Annem ve babam bunda bir gariplik seziyor.
- Sen okulda ne yapıyorsun, size ne öğretiyor öğretmeniniz diyorlar.
- Hiç bir şey diyorum.
Varol adında bir başka arkadaşım var ve O da polis çocuğu. Annem'e diyorum ki bizim öğretmen ikimizi çok seviyor. Diğer çocuklar ders yaparken bize siz dışarda oynayın diyor. Biz de dışarda Varol'la oynuyoruz. Hava güzelse, defter kağıtlarından uçak yapıp okulun olduğu tepeden aşağı atıyoruz, hava soğuksa içerde bir yerlerde oynuyoruz.
O günlerden iyi hatırladığım bir şey var. O şey eski bir müdür koltuğu. Döner koltuk. Okulun çatı katı gibi bir şeyi var. Eski malzemeleri oraya kaldırmışlar. Ben o eski müdür koltuğunu bulmuşum, üzerine binip kendimi döndürüyorum çok hoşuma gidiyor. Henüz 6 yaşındayım ve ders saatlerinde Bingöl'ün soğuğunda dışarıda oynayamayacağımızdan karlı havalarda oraya çıkıp o koltukla oynuyorum.
Annem - Babam, Varol'un anne-babasıyla konuşuyor. Onlarda da durum aynı. İki kelime yazamıyor ve okuyamıyoruz. Bunu öğrenen babalarımız öğretmeni karakola çekiyor. Kürt (ideolojisine sahip) olan öğretmenin polis çocuğu olduğumuz için bize bir şey öğretmediği ortaya çıkıyor. Sonrasında sanırım gerekli motivasyonu sağlamış olacaklar ki öğretmen artık bizimle de ilgilenmeye başlıyor ama artık çok geç. (Her Kürt aynı değil, çok sevgili ve harika insanlar olan Kürt arkadaşları tenzih ederim.)
İkinci sınıfa, yine babamın tayini nedeniyle Konya'nın Ereğli ilçesinde başlıyacağım. Kayıt yaptırmaya annemle gidiyoruz. Okul müdürü bana bir şeyler okutturmaya çalışıyor ama hiçbirini okuyamıyorum. Müdür "Olmaz. Bu çocuk ikinci sınıftan başlayamaz. Birinci sınıfı tekrar edecek" diyor. O çocuk halimle başımdan aşağı kaynar sular dökülüyor. Çok güceniyorum. Ağlıyorum, bağırıyorum. Sonunda çok çalışıp arkadaşlarıma yetişeceğime Müdür'e söz veriyorum ve ikinci sınıfa kabul ediliyorum.
Sonra annemle derslerim başlıyor. Küçük 'h' harfi yazacağım (h) ama unutuyorum. Annem 'n'nin saplısı diye ipucu veriyor. Küçük y harfi yazacağım ama olmuyor. Annem u'nun kuyruklusu diye ipucu veriyor. Yok onun saplısı yok bunun kuyruklusu derken ancak ikinci sınıfta alfabeyi söküyorum ve diğer arkadaşlara yetişiyorum.
Adını bile hatırlamadığım bu öğretmen müsfettesi için PKK'lı diyemem çünkü o zamanlar daha PKK yoktu. (Bu nedenle resimdeki PKK'lı kelimesinden sonra soru işareti koydum.) Ama zihniyet aynı zihniyet. Bugün aynı şekilde, bu devletten maaş alıp çirkin ideolojisini 6 yaşındaki çocuklar üzerinde kullanan PKK'lı öğretmenlerin atılmasını destekliyorum.
İş Dünyası 26.03.2012 12586
Küçük teşebbüsler kapanırken, pazarlar büyük işletmelerin eline geçiyor. Vatan Bilgisayar´ın sahibi Hasan Vatan "küçükler kapatsın gelsin bizim yanımızda çalışsınlar." diyordu ve ben bunu eleştirmiştim. Okurlarımdan, ´Buna karşı ne yapabiliriz?´ soruları gelmişti. Ben de, Bilgi Üniversitesi´nden Rekabet Hukukunda uzman olan Doç. Dr. Kerem Cem Sanlı ile bir röportaj gerçekleştirdim.
İş Dünyası 06:08:2022 1606
Hepimiz geleceğimizi daha güvenli hale getirebilmek, gelecekte ekonomik olarak daha mutlu ve huzurlu yaşayabilmek adına az çok tasarruf ederek birikim yapıyoruz. Tabi ki bu birikimleri enflasyona karşı korumak ve mümkünse artırmak isteriz. İleri yaşlarda rahat etmek veya çocuk çocuğumuz için birikimlerimizi iyi yatırımlara dönüştürmek hedefimizdir. İşte bunun için biraz finansal okur yazarlığımızı artırmak ve piyasaların yönünü öngörebilmek çok işimize yarayacaktır. Haydi şimdi hangi ekonomik verilerin neye işaret ettiğini ve bizim için neden önemli olduklarını görelim.
Seyahat 10.10.2011 11654
Tarih, kültür ve doğa güzellikleri saymakla bitmeyecek olan Edirne´ye yaptığım ilk gezi bu. 30 senedir İstanbul´da yaşayıp ta sadece iki saat uzaklıktaki bu güzelim şehri gezmemiş olmam nedeniyle kendimi ayıplıyorum. İşte size güzel bir Edirne Gezisi ve izlenimlerim