logo
Her Telden   12.04.2021   1635

Bir Yastıkta Kırk Yıl Tarihe mi Karışıyor? Her Şeyi Bu Kadar Çabuk Tüketen Yeni Kuşaklar Bir Tek Eş İle Bir Ömür Geçirebilir mi?

Bu Yazıyı Paylaş:

İnternet ve sosyal medya hayatımızı değiştirmeye devam ediyor. Her şey sınırsızca önümüze seriliyor ve o kadar çok seçenek arasından neredeyse seçemeyecek duruma geliyoruz.

Netflix'te bir film izlemeye karar verdik. O kadar çok seçenek var ki. Birine başlıyoruz ilk 15-20 dakikadan sonra "bu sarmadı başkasını deneyelim" diyoruz. Hayatımız Ali Ağaoğlu'nun Maslak 1453 reklamına döndü. "Bu değil, bu da değil, ben farklı bir şey istiyorum, bu sıradan, daha farklı, daha güzel." Hiç birinden tatmin olmuyoruz.

Eskiden öyle miydi ya. Daha 10 yıl önce arkadaşlarla buluşup bir film keyfi yapalım dediğimizde elimize geçen bir DVD'yi ne pahasına olursa olsun izlemeye çalışırdık. Elden ele geze geze artık çizikler oluşup tam da filmin en güzel yerinde takıldığında, gözlük temizleme bezleriyle az DVD temizlemişliğimiz yoktur.

Film seçmek için izleyici yorumlarını referans alalım diyoruz. Netflix'te izleyici yorumları yok. Karşımıza korsan film ve dizi siteleri geliyor. Hani şu her girdiğinizde önce sanal kumar sitelerinin reklamlarını gördüğünüz siteler. Oralarda bol bol izleyici yorumu var. Bir tanesi şöyle: "Allah belanızı versin, ömrümün 15 dakikasını yediniz. Hakkımı helal etmiyorum" Artık pes dedim ve bu cümle beni bu yeni neslin ruh hali ve düşünme tarzı konusunda karamsarlığa itti. Düşünebiliyor musunuz dostlar, bu arkadaş bir film şirketinin milyonlarca dolar harcayarak vizyona soktuğu, yapımcısından senaryo yazarına, yönetmeninden oyuncusuna, kameramanından ışıkçısına kadar yüzlerce kişinin emek verdiği bir sinema filmini korsan bir film sitesinden beş kuruş vermeden izliyor, sonra beğenmeyince "hayatımın 15 dakikasını çaldınız, hakkımı helal etmiyorum" diye yorum yazıyor.

Artık günümüzde, sadece dünyaya gelmiş olmakla her şeye sahip olmaya hakkı olduğunu sanan egosu tavan yapmış bir yeni nesil var.

Ata Demirer'in bir röportajını izledim. "En çok güldüğünüz film hangisiydi?" sorusuna verdiği cevapta "Niyazi Gül Dörtnala" filmini söyledi. Hah işte bol bol gülebileceğimiz bir film, bu akşam ailecek bunu izleyelim diye düşünürken yine yorumlar aklıma geldi. Aman ne göreyim. Beyazperde.com puanı 2.8, IMDB puanı 10 üzerinden 4.5, sinemalar.com puanı 10 üzerinden 4.7. Yorumlara baktım, bakmaz olaydım. Okuduğum yorumlar beni hiç izlemediğim filmden soğuttu. İşte sınırsız seçenek ve diğer insanlardan etkilenme, bu internet çağında insanı bu hale getiriyor.

Oğlum X box ve Game Pass istiyor. Game Pass ile yüzlerce oyun seçeneği olacakmış. Bir oyunu sadece bir gün oynasan ve her gün oyun değiştirsen 365 oyun seçeneği ile tekrar aynı oyunu anca gelecek sene oynayabilirsin. O kadar çok seçenek içinde insan oynadığı oyundan zevk alır mı? O oyun sarmadı mı? Değiştir gitsin. Belki diğeri daha güzeldir. Sürekli olarak eldeki kuş yerine daldaki kuşa özenme durumu. Bu oyunu oynuyorum yerine acaba neyi kaçırıyorum?

Gelelim Instagram'a. Fotoğrafçılığımı geliştirmek için Instagram hesabımda yerli ve yabancı, her biri alanında isim yapmış profesyonel fotoğrafçıları takip ediyorum. Aralarında dünyaca ünlü süper starlar var. Öyle ki kimisi Kutuplarda, kimisi denizler altında, kimisi Amazon Ormanları'nda çekim yapıp bizim asla göremeyeceğimiz güzellikleri önümüze seriyor. O resmin nasıl çekildiğini, arkasında nasıl bir emek olduğunu düşünmeden edemiyorum. Ama bu harika fotoğrafların her gün yüzlercesi Instagram hesabımdan akıyor. Hangi birine beğeni yapacaksın? Her gün oturup her birine beğeni yaparak ve yorum yazarak yüzlercesi ile uğraşamam ki. O kadar harikulade fotoğraf ne bir yorum ne de bir beğeni alamadan cep telefonumun ekranından akıp gidiyor. Ne kadar değersizleşiyor değil mi? O fotoğrafçılar için üzülüyorum. Sen kalk dünyanın bir ucuna git, en iyi ekipmanlarla uzun saatler harcayarak o dünya harikası resimleri çek ve yayınla ama sadece birkaç bin beğeni al. Bu mudur yani?

Düşünüyorum da acaba Da Vinci'nin Mona Lisa'sı bugün yapılıp Instagrama konsaydı kaç beğeni alırdı? Muhtemelen yüz binlerce insan burun kıvırıp bir tek kalp koymaya üşenirdi. Çünkü o kadar sınırsız seçeneğimiz var ki artık. Mona Lisa da neymiş, biz her gün onun gibi neler görüyoruz neler.

Sosyal medyada bir paylaşımın, bir Instagram resminin, bir tweetin ömrü sadece saniyeler sürüyor. Sonra bir yenisi, sonra bir yenisi daha. Her şey o kadar çabuk tüketiliyor ki. Tam bir tüketim çağındayız.

Bizim Bodydrom markasıyla sporcular için erkek boxer yaptırayım dedim. (Bu kadarcık reklam da olsun artık 😜 ) Rekabet durumunu görmek için Trendyol'a girdim. Arama kısmına Boxer yazınca 32.300, erkek boxer yazınca 27.700 sonuç karşınıza çıkıyor. Boxer'da durum gene iyiymiş. Çanta yazınca 476.842, kadın çantası deyince 374.702 ürün alternatifi var. Ayakkabı diye aratınca 894.814, erkek ayakkabı diye 275.659, kadın ayakkabı deyince 541.072 çeşit ürün karşınıza geliyor. Siz hala aynı çantayla, aynı ayakkabıyla mı geziyorsunuz? Değiştirin canım.

Film ve oyun seçiminden alışverişe kadar beynimiz sürekli olarak hızlı tüket, değiştir, tüket, değiştir modunda. Yüz yüze ilişkiler de değişti. Kimsenin kimseyi uzun süre dinlemeye tahammülü yok. Herkes anlatmayı seviyor, dinlemeyi isteyen yok. Karşımdaki konuşuyor da konuşuyor. Arada biz de iki laf etmeye çalışırsak hemen kıçı başı oynamaya başlıyor. Eli cep telefonuna gidiyor, vücut dili değişiyor. Kendi burada ama aklı başka yerde olduğu o kadar belli ki. Dinliyor muş gibi yapıyor, umrunday mış gibi yapıyor. Senin konuşman birkaç dakikayı geçerse birden, evdeki çocuğunun ödevi, yapılacak yemeği, işi gücü aklına geliveriyor. E kuzum sen yarım saattir konuşuyorsun ya şimdi mi aklına geldi? İnsanlar artık sohbet etmiyor, kendileri konuşup, karşılarındakininse dinleyici rolünde konu mankeni olmasını istiyor.

Peki önümüzdeki yıllarda evlilikler ne olacak? Çocuklarımız, her şeyi hızla tüketip değiştirdiğimiz bu yeni çağda aynı eşle bir yastıkta 40 yıl yaşayabilecek mi? Üstelik hem teknolojik gelişmeler hem de gıda ve sağlık alanındaki ilerlemelerle insan ömrü ha bire uzarken.

Biz var olanla yetinmeyi bilen bir kuşaktık. Z kuşağı ile Alfa kuşağı ise internete doğdular ve bu ağ içinde her alanda sınırsız seçenek sunuluyor onlara. Her şeyi o kadar çabuk tüketmeye ve değiştirmeye alışan bir nesil bir tek kadınla veya erkekle bir ömür yaşayabilecek mi?

Bu yazımızda bazı sosyal olgular üzerinden geleceğin evlilik ve aile yapısıyla ilgili birkaç soruyu aklımıza getirmekle yetinelim. Malum yazı çok uzun olursa bu nesil sıkılır. Bu yüzden gelecekte evlilikler ve aile yapısı nasıl olacak? konulu yazımızı sonraya bırakalım.

Siz ne düşünüyorsunuz? İsim belirtmeden aşağıya yorum olarak yazabilirsiniz. Böylece toplumun genel kanaati hakkında da bilgi sahibi olabiliriz. Sizce, siz veya çocuğunuz bir yastıkta kırk yıl geçirebilecek mi?

Yeni yazılarımdan haberdar olmak için her sayfanın altında bulunan sosyal medya hesaplarımdan birine takipçi olabilirsiniz. Yeni yazı yazdıkça sayfalarımda kısaca haber veriyorum.

Sevgi ve selamlarımla.

Konu resminde kullanılan adam görseli için teşekkürler : FreeVector.com

Konu resmindeki kadın görselleri için teşekkürler: Resim GraphicMama-team tarafından Pixabay'a yüklendi

Bunları Okudunuz mu?
Başıma Gelen İbretlik Bir Olay. Gerçekten Rızkı Veren Allah!

Başıma Gelen İbretlik Bir Olay. Gerçekten Rızkı Veren Allah!

Her Telden   06.02.2022   1620

Allah, ilmi isteyene, rızkı istediğine verirmiş. Ben bunu biraz ibretlik biraz da acı bir şekilde öğrendim. Sonra can-ı yürekten ve samimiyetle pişmanlık duydum. Yaşadıklarımdan sonra şimdi zenginliğiyle övünen ve bunun hikmetini kendinde görenleri gördükçe gülüp geçiyorum. Gerçek yaşamdan alınan bu minik hikayeyi okumak isterseniz buyrun gönül soframa.

Alec Baldwin'den Gençlere Tavsiye

Her Telden   31.07.2016   4814

20’li yaşlarınızda evlenmeyin, olgunlaşmayı bekleyin. Kariyerinizin ilk yıllarında, kazandığınız paralarla evler alıp sonra taksitlerini ödemek için daha çok çalışmaya uğraşmayın.

Uluslararası Telif Trolleri Türk İnternet Sitelerini ve Sosyal Medya Hesaplarını Tehdit Ediyor

İş Dünyası   15.09.2020   1864

Bloğumda İnsanlığa Adanan Resimler adında yeni bir bölüm açtım ve burada telif hakları bana ait olan binlerce resmi, içerik üreticilerini tehdit eden telif trolleri ve ahlaksız ödül avcılarına inat telifsiz ve ücretsiz olarak paylaşacağım. Bunu neden mi yapıyorum? Çünkü siz ve ben hepimiz tehdit altındayız ve birilerinin bu ahlaksızlığa dur demesi gerekiyor.

z kuşağı, alfa kuşağı, gelecekte evlilikler nasıl olacak, gelecekte aile kurumu nasıl olacak, ilişki yönetimi, evlilik ve ilişkiler, teknoloji aile hayatımızı nasıl etkiliyor, internet aile ilişkilerini nasıl etkiliyor,

Yorumlarınız & Sohbet

Hollymolly     13.04.2021
Tabi ki cevap belli. Bir yastıkta 40 yıl bize atalarımızın en iyi kazığı. Yok öyle bir hayat. Gerek yok.

Yorum Yazabilirsiniz

Karakter  Kaldı

Yeniliklerden Haberdar Olabilirsiniz!

Gizlilik ve Çerezler
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için Gizlilik ve Çerez politikalarımızı inceleyebilirsiniz.