E-ticarette Kargo Savaşları. Kargocuların Büyük E-ticaret Firmalarına İsyanı ve Küçük E-ticaretçilerin Bundan Gördüğü Zararlar
Sonunda beklenen oldu. Filler yukarıda tepişiyor, olan yine bize oluyor. Büyük e-ticaret firmaları tarafından 3-5 liraya kargo taşımaya mahkum edilen kargo firmaları, acenteleri ve çalışanları bu duruma kazan kaldırdı ve e-ticarette kargo fiyatları anormal şekilde yükseldi. Tabi bunda eskiden kargo masraflarını kendileri karşılayan büyük e-ticaret sitelerinin artık online pazaryerlerine dönüşerek kargo bedelini satıcıların üzerine yıkmasının da büyük etkisi oldu.
Geçtiğimiz kasım ayıydı, 11.11 ve Black Friday kampanyalar dönemi. Gönderdiğimiz pek çok kargo alıcısına ulaşmıyordu ve akibeti de belli değildi. Bu kargolara dair sorduğumuz sorulara da kargo firmasından geri dönüş alamıyorduk. Ne telefonla ne de e-posta ile cevap alamayınca kargo şubesine gidip bizzat sormak istedim. Kargo şubesine gidince ne göreyim. Dışarısı ana baba günü. İçerisi desen binlerce kargo paketi ve kargo poşetiyle en dip duvardan kapıya kadar ve neredeyse insan boyunu aşacak kadar yığılmış. Adım atacak yer yok, gelen bir kargoyu sorsan bulunabilecek gibi değil. Samanlıkta iğne aramak gibi.
Kapıda acente sahibiyle karşılaştık. Kızgın bir ifade ile;
- "Bu manzara hep sizin yüzünüzden" dedi. Belli ki e-ticaretçilere kızgın.
- "Bana ne kızıyorsun muhterem. Ben bu kampanyaların hiç birine katılmadım, eskiden kaç kargo veriyorsam o kadar veriyorum" dedim.
- "Abi hep bu patronların yüzünden" dedi. "Alt yapıyı düşünmeden, çalışanları düşünmeden aralarında anlaşıp kapasitemizin çok üzerinde kargoları yığıyorlar. 4 personelim istifa etti gitti. Eleman da yok. Halimizi görüyorsun, nasıl çıkacağız işin içinden bilmiyoruz" dedi.
Üst üste yığılmış binlerce kargoyu gözünüzün önüne getirin lütfen. Acaba altta kalan kargoların durumu nasıldı? Üzerinde tonla yük olan kargo altta ezilmeden, hasar görmeden nasıl kalabilirdi? Ondan sonra hasarlı kargoya itiraz edip tazmin istedin mi "ambalajı yetersiz ondan hasar görmüş, tazmin etmeyiz" cevabını veriyorlar.
Kargo Firmaları, Büyük E-ticaret Sitelerine Zamanında Büyük İndirimler Yapmanın Cezasını Çekiyor
Kargo firmaları yıllarca büyük e-ticaret sitelerine çok yüksek indirimler verdiler. Vahşi kapitalist sistem işte. Küçük e-ticaret siteleri ezilirse ezilsin kimin umurunda. Büyüklere 3 liraya taşıdıkları kargoyu bizlere 10 liraya taşıyorlardı. Zaten ürünü satın alırken avantajlı, reklamda avantajlı, müşteri trafiğinde avantajlı, finans ve kredi kartı komisyonlarında avantajlı olan büyükler e-ticaretin en önemli maliyet kalemlerinden biri olan kargo ücretlerinde de çok avantajlı konumdaydılar ve bu güçlerini de bizleri ezmek için kullandılar. Onlara bakacak olursan bunun adı küçükleri ezmek değil de "pazar payını artırmak".
Patronlar Kazanırken Kargo Emekçileri Ezildi
Büyük kargo patronlarının büyük e-ticaret patronlarıyla ittifak yaparak küçükleri ezmesi sadece küçük e-ticaret sitelerini mi etkiledi? Hayır. Kargo acentelerini ve kargo çalışanlarını da etkiledi, onların da sömürülmesine sebep oldu. Sabit ücretle çalışan bir kargo çalışanı kurye o gün 30 kargo da dağıtsa 300 kargo da dağıtsa aynı ücreti alırken patronlar daha fazla kazanıyordu. Başka iş alternatifi olan istifa edip işi bırakıyor, çaresiz olan kurye olarak çalışmaya ve sömürülmeye devam ediyordu. Kargoların en yoğun olduğu kampanya döneminde 4 kuryesini kaybeden acentenin çaresizliği buna en güzel örneklerden biri.
Kargo Çalışanlarının Halini Gördükçe, Dinledikçe İçim Acıyordu
Eskiden kargo alım ve teslimat araçlarında en az iki personel olurdu. Bir tanesi "kaptan" diye hitap edilen şoför diğeri ise "kurye". Çünkü İstanbul gibi bir yerde hem aracı bir yere park et, sonra aracı terk edip kargo al veya kargo teslim et, olacak iş değil. Lütfen bir an için gözünüzün önüne getirin. İstanbul'un pek çok yerinde evinizin veya iş yerinizin değil önüne, yakınına bile park edemiyorsunuz. Bu kargo çalışanları eskiden şoför ve kurye olarak iki kişiyken, birisi araçla ilgilenir diğeri dağıtım yapardı. Sonraları tek kişiye düştüler. Çünkü büyük firmalara o kadar düşük fiyatlara kargo taşınınca bir araçta iki kişi çalıştırmak mümkün olmuyordu.
Kargo çalışanları hem araç kullanmak, hem alım ve teslimatta ceza yemeden veya araçtaki malları çaldırmadan park edecek yer bulmak, hem de alım ve teslimat yapan kurye olmak durumunda kalıp iki kişi gerektiren işi tek kişi yapar hale geldiler. Bizim işyerimizin bulunduğu yer o kadar yoğun bir cadde olmamasına rağmen her zaman park yeri sorundur. Yazık o kurye arkadaşlara ki her gün gelip bir süreliğine de olsa park edecek yer arıyorlar, çoğunlukla ya arkadan gelen arabaların kornaları ile yaptıkları tacizlere veya sözlü sataşmalarına ve hakaretlerine maruz kalıyorlar. Allah sabır versin. Aracını uygun bir yere bırakabilirse sadece bizim caddeden 10 ayrı yere kargo bırakacak, imza alacak, bekleyecek veya kargo alımı yapacak. İşin stresini düşünebiliyor musunuz?
Bizden sürekli alım yaptığı için artık abi kardeş gibi olduğumuz iki kargo çalışanının ayrılma sebeplerine tanıklık ettim. Bunlardan bir tanesi "Allahaısmarladık ben ayrılıyorum" demeye gelmişti.
- "Abi nefret ettim bu işten. Halimizi görüyorsun işte. Ben memlekete dönmeye karar verdim. Bu yapılacak iş değil, başka iş de bulamadım ben memleketime dönüyorum" dedi ve gitti.
Diğer bir kargo çalışanı kardeşimizin başına daha kötüsü gelmiş. Kullandığı aracı polis çevirmiş, bakmış ki muayenesi geçmiş. Ceza yazmış. Kargo firması da bu cezayı onun maaşından kesmiş.
- "Abi, aracın muayenesini de ben mi düşüneceğim, araç benim aracım mı?" deyip isyan ediyordu. Bu kadar ağır şartlarda İstanbul trafiğinde bir yandan park sorunuyla uğraşıp bir yandan kargo teslim etmeyle çalışırken eğer bir park cezası veya aracın çekilmesi durumuyla karşılaşırlarsa o cezayı da maaşlarından kesiyorlarmış. Yuh artık dedim.
Kargo Şubeleri Artık Bize Kargo Poşeti Bile Vermez Olmuştu
Bu yazının yazıldığı tarihte 20 yıla yaklaşan e-ticaret hayatımda her zaman kargo poşetlerini ve kolilerin üzerine faturaları koyabileceğimiz şeffaf cepçikleri kargo şubeleri ücretsiz olarak bize verirdi. İlk defa bu sene yıllarca çalışmış olduğumuz şubeler "bundan sonra kargo poşeti veya cepcik vermiyoruz, gidin kırtasiyelerden paranızla alın" dediler ve vermediler.
- "Hayırdır ne oldu?" diye sordum.
- "Merkez bunları bize para ile satıyor, ben zaten bir kargodan 1 lira 2 lira para kazanıyorum onun da hepsi kar değil, bunun kirası var, araç gideri var, personel gideri var, yakıt gideri var, vergisi var. Bir de kargo poşetini parayla alıp da bedava dağıtamam" dedi. Gene, "Yuh artık" dedim. Sömürü düzeni her yerde. Kargo patronları da acenteleri ve kuryeleri sömürüyor.
Önce El Ele Verip Küçükleri Ezdiler, Şimdi Birbirlerine Girdiler
Kargo patronları ile büyük e-ticaret patronları yıllarca ittifak yapıp bizim gibi küçük e-ticaret girişimcilerini ezdiler. Büyüklere verip bizden esirgedikleri yüksek kargo indirimleri nedeniyle, biz kendi sitemizde "kargo bedava" yapamazken büyükler rahatlıkla yapabiliyordu. Küçükler ortalıktan temizlenip de meydan büyüklere kalınca da birbirlerine düştüler. Büyük e-ticaret siteleri kendi kargo dağıtım servislerini kurmaya başladılar. Örnek olarak Türkiye'nin en büyük e-ticaret platformlarından Hepsiburada Hepsiexpress'i, Trendyol ise Trendyol Express'i kurdu ve belli şehirlerde kendi kargosunu kendisi taşımaya başladı. Eeee işte, "Etme bulma dünyası. Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste".
Kargo Firmaları Yüksek Fiyat Artışı İle Cevap Verdi, Olan Yine Bize Oldu
2020 yılında kargo ücretlerinde büyük bir artış oldu. Sanki aralarında anlaşmışlarcasına %300'lere varan fiyat artışları dikkatimizi çekti. Eskiden online pazaryerlerindeki satıcılardan 3 lira gibi kargo kesintileri olurken bir baktık ki neredeyse 12 liranın altında kargo yok. Dosyalar bile 9-10 liraya gidiyor. "Eyvah! Onlarda durum buysa acaba bizim kendi sitemiz adına yapılan anlaşmaların yenilemesi gelince fiyatlar ne olacak?" diye düşünürken korktuğumuz başımıza geldi. 2003 yılından beri çalışmış olduğumuz kargo firmasından öyle zehir zemberek bir fiyat listesi geldi ki "işte bu işin sonu" dedim kendi kendime. 4 farklı kalem maliyet yansıtmışlar ve 1-5 desi arası bir kargo bile 20 liraya gidiyor artık. Gel de bu kargo maliyetleri ile Türkiye'de kendi sitende E-ticaret yap.
Gelen fiyat tarifesindeki maliyetlere bakın.
Navlun bedeli: 13,90 TL.
Konut teslimat ücreti: 3 TL.
Yakıt ücreti: %15
Evrensel Hizmet Bedeli: %2,35
Kdv: %18
1 kg ağırlığındaki veya 1 desi hacmindeki kargo bile toplam KDV dahil 23,50 TL. maliyette. Ortalama sepet tutarı bir müşteride 100 TL olsa bile cironun %25'i kargo maliyetine gidiyor. Bunu küçük bir e-ticaret sitesi nasıl kaldırsın? Nasıl rekabet edebilsin? Sadece kargo maliyeti ile bitmiyor ki. Sitene trafik çekebilmek için yapacağın reklam ve pazarlama giderlerini koy, kira, depo, personel gibi genel giderlerini koy. Koyacağın sermayenin finansman maliyetini koy. Altından kalkman ve kar edebilmen mümkün değil. Piyasalar yine büyüklerden yana, ezilen yine küçükler.
Küçük E-ticaret Siteleri Ne Yapmalı?
Değerli okurlarım ve değerli küçük ve orta ölçekli e-ticaret sitesi işleten meslektaşlarım. Tıpkı, toprağın tek üretim ve zenginlik aracı olduğu eski zamanlarda bu toprakların ağaların eline geçip, küçük toprak sahiplerinin de bu ağaların yanında maraba olması veya toprağını köyünü bırakıp şehre göç etmek zorunda kalması gibi, bizler de e-ticaret sitelerimizi bir bir kapatıp bu büyük e-ticaret ağalarının sitelerinde mal satmak ve mecburen onlara komisyon vermek zorunda kalarak marabalara benzedik.
Bizler birleşmez ve el ele vermezsek yok olup gideceğiz. Bize bizden başkasından fayda yok. Küçük e-ticaret girişimcileri birleşerek bir dernek kurmalıyız. Aidat ücretleri çok düşük olmalı. Sermaye sahiplerinin içinden değil gerçekten bu grubun menfaatini koruyacak yöneticileri olmalı. Bu dernek adına tüm üyeleri kapsayan yüklü indirime sahip ancak kargo emekçilerini de sömürmeyen bir fiyatla
dernek adına toplu kargo anlaşması yapmalıyız.
Online Pazar yerlerindeki komisyon oranları da çok yüksek. Birlikten doğan gücümüzü kullanıp bunlara karşı da bir fren ve karşı ağırlık olabiliriz ve bu komisyon oranlarını indirtebiliriz. Ortak depo, ortak kargo anlaşması ve hatta ortak tedarik gibi konuları görüşmeliyiz. İş birliği - güç birliği yapmalıyız. Tamamen tribünlere oynayarak tüketici yanlısı yapılan, e-ticaret girişimcisinin belini büken yasa ve yönetmeliklere karşı biz de sözümüzü söylemeliyiz. Bunları yapamazsak tekrar söylüyorum e-ticaret sektörü büyük kartellerin eline geçecek ve biz onların her dediğini yapan ve sömürülen büyük bir kitle olarak kalacağız.
Lütfen görüş ve yorumlarınızı iletin. Birlik olalım. Güçlü olalım.
Sevgi ve selamlarımla.