Bu yazının yayınlandığı tarihte Türkiye'de genç işsizlik oranı %27 idi. Her 4 gençten biri işsiz ve işsizlik çığ gibi büyüyecek. "Kamuda artık iş yok, iş için bize gelmeyin" demişti Cumhurbaşkanı Erdoğan. Maalesef artık özel sektörde de iş yok. Nasıl olsun? Satışlar dip yapmış, millet müşteri kapmak için birbirini yiyor, inanılmaz indirimler yapıyor, bu da ortada kar falan bırakmıyor. Özel sektör kazanacak ve yeni yatırımlar yapacak ki yeni iş sahaları açılsın ve istihdam artsın. Yakın bir gelecekte böyle bir durum gözükmüyor. Siz hiç şurada yeni fabrikalar açıldı diye üretime dair bir haber duyuyor musunuz? Bu durumda bırakın özel sektörün yeni istihdam yaratmasını, işten çıkartmaların daha da artmasından endişeliyim.
Değerli iş arayanlar ve bulamayanlar. Biliyorum Türkiye'de eğitim sistemi berbat. Çoğu kişi alanında iş bulamıyor ve eğitim aldığı konu haricinde işlere razı, fakat onu da bulamıyor. Bir önceki yazımda işsiz insanların ruh hallerini anlattım. Buradan okuyabilirsiniz. Bu karanlıktan bir an önce kurtulmak lazım. Her yeni gün yeni bir umutla kariyer sitelerinden, çoğuna geri dönülmeyeceğini ve bir cevap bile verilmeyeceğini bile bile iş başvurusu yapıp çaresizce beklemekten başka yapılabilecek bir şey var mı? Evet var!
Neden iş aramak yerine bir iş kurmuyorsunuz? "Nereden iş bulabilirim?" diye sormak yerine "Ne İş Yapabilirim" diye düşünseniz belki de size yeni ufuklar açacaktır. 2001 krizinde ben de benzer duruma düşmüştüm ve 6 ay kadar iş aradıktan sonra nereden iş bulabileceğimi düşünmek yerine, nasıl bir iş kurabilirim diye düşünmek bana yeni bir ufuk açtı. Hiç sermayem ve bir ofisim dahi olmadığı halde evden bir şeyler yaparak birkaç yıl içinde iş arayan konumundan iş veren konumuna geldim ve Allah'a şükür evimi arabamı dahi aldım. Siz de yapabilirsiniz. En azından işsizliğin verdiği moral bozukluğu ve parasızlık yerine cebinize para girer, bir işiniz olur, moraliniz düzelir, tabiri yerindeyse tekrar hayata dönersiniz. Lütfen aman be demeden önce bu yazıyı okumaya devam edin.
Bu yazının amacı kendi hikayemi anlatmak değil. Ama bakıyorum da ben hayatımda 4 kere evden çalışmışım ve hepsinde de para kazanmışım. Size cesaret ve moral vermesi bakımından kısa kısa bahsedeyim.
Evden çalıştığım ilk işimde daha 11 yaşındaydım. Ortaokulun ilk yılları. Polis olan babamın memuriyeti nedeniyle Adana Karataş'taydık. 15 kilometre mesafede Yemişli köyünden süt getirip bisikletle süt satıyordum. Önce elde satıyordum, sonra kazandığım parayla bisiklet alıp arkasına süt bidonunu koyacak kasa yaptırmıştım. İlk olarak günde 10 kilo ile başlayıp sonra günde 60 kilo süt satmaya kadar çıkmıştım ve bu işim yaz kış 3 sene devam etti. Okuldan sonra derslerimi yapıyor sonra köye gidip akşam sütlerini alıyor, aynı gün ilçeye gelip satıp bitiriyordum. Kalan olursa yoğurt veya peynir yapıyor, onları da satıyordum. Bazen hesaplıyordum da Polis memuru olan babamın maaşının yarısına yakın para kazanıyordum. Yıl 1983-85 idi.
Lise yıllarının başında İstanbul'a geldik. Babam emekli olmuştu ve bir emekli maaşıyla İstanbul'da geçinebilmenin imkanı yoktu. Ben de çalışmayı severim. Evimizin altında demir doğrama işi yapan Zadik usta vardı. Allah razı olsun yardımcı oldu ve onun iş yaptığı çevresinden Şişhane'de atölyesi olan Murat usta ile beni tanıştırdı. Murat usta bana bir pres makinası verdi. Bu presle o zamanlar walkman gibi çeşitli elektronik ürünlerde kullanılan jak adlı parçayı montaj işine başladım. Çeşitli küçük parçaları cımbızla üst üste koyup pres makinesinde basınca ürün oluşuyordu. Derslerden arta kalan zamanımda bu pres makinesiyle jak yapıyor ve parça başı ücret alıyordum. Hatırlıyorum o zamanlar tanesi 2.5 liraydı. Her hafta sonunda, o hafta yaptıklarımı Şişhane'deki atölyeye götürüyor, hem paramı hem de yeni malzemeleri alıyordum. Üniversiteye kadar bütün lise hayatım boyunca böyle evden iş yapmaya devam ettim. Bu pres makinesinin her basımında 2.5 lira geldiği için evde biz buna, para basma makinesi diyorduk. Lisede hem okuyup hem de böyle çalışarak hiç dershaneye gitmeden Siyasal Bilgiler Fakültesini kazandım. İnsan böyle küçük yaştan beri çalışınca paranın da, alın terinin de değerini biliyor. Dershaneye para vermektense oturur evde çalışır kazanırım diyordum, öyle de oldu. Gençlerin daha lise yıllarından hem okuyup hem de çalışmalarından yanayım. Maalesef günümüzde pek çok genç, okulu bahane edip 25-26 yaşına kadar sadece okulla meşgul oluyor. İş ve hayat tecrübesi olmadan iş bulmaya çalışıyor. En iyi meslek "ana baba sponsorluğunda okula gidip gelmek olmuş." Neyse...
Üniversitedeyken yine bir yandan okuyup bir yandan evden çalışmaya devam ettim. Yıl 1991 idi. Bu sefer A.K.İ.S. Arayın Kitap İsteyin Servisi diğer adıyla Tele Kütüphane diye Kiralık Kitap Kulübü kurdum. Hem kütüphane aidatları hem de kitap kiraları ile 4 yıl bu işten geçimimi sağladım. Üniversite ikinci sınıfta evlenmiştim ve 4 yıl bu işten aile geçindirdik. Yine evden yapılan bir işti. Yani diyorum ki evden yapılan işle aile bile geçindirilebiliyor.
Üniversiteden sonra özel sektörde yöneticilikle geçen 10 seneden sonra 2001 krizinde işsiz kalmıştım. Tüm medya ve bankacılık sektörü krizdeydi ve hiç kimse yönetici aramıyordu. Medya sektöründeki dev firmalar normalde stajyerlerine ücret ödemedikleri halde sadece öğle yemeklerinden tasarruf etmek için bırakın yönetici almayı, artık stajyer bile almıyorlardı. 6 ay kadar iş aradıktan sonra yine evden bir şeyler yapamaz mıyım diye düşündüm ve ortaya Türkiye'nin ilk fırsat sitesi olan GununFirsati.com çıktı. Birkaç yıl içinde 1 milyona varan ziyaretçi sayısı ve 1 trilyona varan ciroya ulaşabildik. Hem A.K.İ.S hem de Günün Fırsatı'nın ilk zamanlarını ileride birer girişimcilik hikayesi olarak anlatmak isterim. Yeni yazılarımdan haberdar olmak isterseniz sosyal medyada takipçim olabilir veya alttaki mail listesine mailinizi bırakabilirsiniz.
Evet arkadaşlar. Evden çalışmak benim her parasız kalışımda imdadıma yetişmişti. Umarım sizin de öyle olur. Ben de bu konuda size yardımcı olacağım. Nasıl mı?
Bizim sitelerden Evimizde.com adlı sitede evden çalışanlar için ücretsiz ilan servisi başlattım. "Evde ne yapabilirim" ve "Müşteriyi nereden bulabilirim?" diye sorular aklınıza gelecektir.
E-ticaret 27.06.2022 1176
2003 yılında Türkiye'nin ilk online saat satış sitesi olan SaatDunyasi.com u kurmuştum. Biz tamamen orijinal ve faturalı saatler satarken GittiGidiyor adlı sitede bizim yarı fiyatımızdan daha düşük fiyatlara sahte saatler satılıyordu. İşte bunun ispatı Fatih Altaylı'nın 2007 yılındaki gazete köşe yazısı.
İş Dünyası 15.03.2020 2297
Ne bereketli Corona´ymış arkadaş. Youtuber´lar ihya oldu, gazeteler rekor kırdı, medikalciler köşe oldu, marketler boşaldı, otobüs firmaları fulledi. Nur topu gibi yeni Corona zenginlerimiz oldu. Yakında lüks arabaların arkasında "Corona´m Sağolsun" yazılarını görmeye hazır olun. Koş vatandaş. koronavirüsle ilgili en doğru yazı burada...
Her Telden 24.09.2021 2890
50 yaşıma kadar hastanede bir gece kalmamış olan ben Covid 19 Virüsü nedeniyle 8 gece 9 gün hastanede kaldım. Virüs nasıl bulaştı? İlk etkileri neler oldu? PCR testine neden geciktim? Neden çok ağır geçirdim? Hastaneye yatarken ve hastane sürecinde neler yaşadım? Nasıl atlattım? Covid 19 Virüsünden kaynaklanan hastalığımın tüm sürecini başından sonuna kadar sizin için yazdım. Belki sizin ve sevdiklerinizin korunmanızı sağlayabilirim veya erken teşhis ve tedavinizde yardımcı olabilirim umuduyla. İyi okumalar.